Translate

Siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2018 Pazar

TÜRKÇE EZAN TÜRKÇE Mİ?


TÜRKÇE EZAN GERÇEKTEN TÜRKÇE Mİ?

Türkçe ezan olayı son Balyoz/Ergenekon davalarında söz konusu güruhun bu ülkede ezanı tekrar türkçe okutmayı planladıkları iddiası ile yeniden gündem oldu bir ara!
Yine son dönemlerde ‘Andımız’ ile ilgili mahkeme kararı ve bunun üzerine gargamel Eminağaoğlu’nun ‘’Ezanı da Türkçeleştirmek’’ imasıyla tekrar gündeme gelmiştir!



Öncelikle ezan ın dili olmaz ezan ezandır! Dünyanın neresinde olursanız olun bu çağrıyı duyduğunuzda buna yapılan tek tanım ‘’ezan’’ olur!’’Türkçe ezan’’ ibaresinde olduğu gibi!

Buna karşın ezan bu ülkede bir dönem Türkçe sözlerle çevrilerek yazıldı ve sanırım 18 yıl böylece minarelerden okutuldu!Buna Türkçe ezan dediler! Ezanın bu halini beğeneninde beğenmeyeninde aklına ve diline bu ‘’Türkçe ezan’’ olarak kazındı ve özelleşti!

Bunun amacı sözde anadil ile anlaşılmak adına bunu yapmak olarak söylenegelir yada laiklik ilkesinin ezana bile bir nebze uygulanması olarak gösterilir!

Lakin bu türkçe ezan işi bir o kadar gereksiz saçma ve yarım yamalak başı sonu belli olmayan başsız sonuçsuz bir iştir!


Öncelikle söz konusu olayın tanımı ezan dır bunu destekleyeninde desteklemeyeninde dilinde ezan dır ve ezan kelimesi Arapçadır!Yani olayın başlığı en başından yarım yamalak kalmıştır!
Zaten başlığı tanımı anlamı anlayışı Arapça olan bir şeyi Türkçeleştirmek!
Ezan yerine başka kelimeler kullanılabilirmiydi?mesela; ilan,davet yada çağrı!
Ama bu kelimeler de Arapça kökenli ve davet ilan çağrı falan laik toplum ilkesine göre bu karşılıkların da pek uygun görülemeyeceği de belli bu niyetle bakılınca!
Böylece işin başlığı tanımı yani Türkçe de olmuş olsa Arapça da olmuş olsa İngilizce de olmuş olsa ‘’ezan’’ ile yapılan tanım bir kere en baştan,daha başlıktan Arapça bir kelime!


Şimdi türkçe ezanın metnine bakalım;

"Tanrı uludur / Şüphesiz bilirim, bildiririm / Tanrı'dan başka yoktur tapacak / Şüphesiz bilirim, bildiririm / Tanrı'nın elçisidir Muhammed / Haydin namaza, haydin felaha / Namaz uykudan hayırlıdır(sabah namazında)"

Bu metinde tekdüze tekrarlayan kelimeleri teker teker ele alıp etimolojik olarak incelersek;

Tanrı-Türkçe
Ulu-Türkçe
Bilmek-Türkçe
Şüphe-Arapça
Başka-Türkçe
Yok-Türkçe
Tapmak-Arapça
Elçi-Türkçe
Muhammed-Arapça
Haydi-Türkçe
Namaz-Farsça
Felah-Arapça (Kurtuluş anlamına gelir bu nedenle Halk ‘’Haydi kurtuluşa lafını anlamasın diye bu kelime anlaşılsın diye Türkçeye çevrilen ezanda orijinal halde bırakılmıştır.Aynen ilan davet çağrı anlamına gelen ezanın aynen bırakılması gibi!Felah ın karşılığı olabilecek olan Türkçe 'kutgarmak' fiilinden türeyen 'kurtuluş' kelimesi de bu mantıkla sakıncalı görülerek kullanılmamıştır)
Uyku-Arapça
Hayır-Arapça

Gördüğümüz gibi başlığı ve tanımı Arapça ezan olan bu dandik işin geri kalanının yarısı da çoğu Arapça olan yabancı kökenli kelimelerden ibaret!


Eğer etimolojik anlamda dilinizi orjinalleştirmek istiyorsanız takip edeceğiniz bilimsel yol bellidir;
Önce dilinizde yer alan ‘’uzak dil ailesine’’ ait kelimeleri düzeltirsiniz! Sonra yakın dil ailesine ait kelimeleri düzeltirsiniz.Sonra ait olunan dil ailesine ait kelimeleri düzeltirsiniz ve en sonunda kendi öz orijinal dilinize sahip olmuş olursunuz!


Arapça ve farsça bize bölgesel ve kültürel anlamda ,İngilizce ve Fransızcanın yer aldığı uzak dil ailesine göre daha yakın! Ama siz batılılaşma çağdaşlaşma düşüncesi ile Latin alfabesi aracı yapılarak ve dilinize edebiyatınıza batılı üslubu ve yordamı ,yaşamınıza ve toplumunuza da batı kültürünü empoze ederseniz en başta bundan diliniz etkilenir!
Bu aşamada ,türkçe ezan olayındaki gibi dilden lisandan günlük yaşamdan 2 -3 tane Arapça kelimeyi atacağım diye uğraşmakla ucuz kahramanlıkla kalıp arkasından onlarca İngilizce ve fransızca kelimeyi doldurmaya uygun bir ortamı yaratırsanız etimolojik anlamda siz doğru ve düzgün bir iş değil yarım yamalak ve yanlış bir iş yapmış olursunuz ve türkçe ezan gibi örnekler de anca göz boyama olarak kalır!
Bugün batı dillerinin bozucu ve yıkıcı etkisine iyice maruz kaldığı artık tartışmasız olan Türkçenin en büyük sorunu işte bu etimolojik hatadır!Türkçe kahramanlarını don kişotvari delice ve boş soytarılıklar yerine asıl gerçek ve etkili samimi kahramanca bir savaşa davet ediyorum!


Ezanı Türkçe okumak için zaman harcanacağına taa o zamanlardan dilimizi orjinalleştirmek için çaba harcanmalıydı! Bugünde dilimiz ingiliz batı dillerinin saldırısı altında !Bunda latin harflerinden oluşan alfabemizin de etkisi büyük!Hadi bakalım nerede şu Türkçe ezan şovalyeleri??Tam tersine bu şovalyeler ingilizce asimilasyonunu ilerici görüp bununla hava bile atarlar!Lafa gelince milliyetçi takılırlar!

Bir de alfabe muhabbeti yapıyorlar !Biz arap harflerini attık ingiliz latin harfini aldık değişen ne?Göktük Orhun yazıtlarındaki alfabeyi alsaydık ya?Saçma sapan boş işler ve muhabbetler işte!
Ezan namaza çağrıdır ! Zaten laiklik olgusunun çok dışında bir noktadadır! Dinsel bir olgudur!Buna laiklik formülü uygulamaya kalkmanın açıklanacak bir tarafı da olmaz!
Bu saçmalığı tartışmak bile abes!


''Duayı Türkçe yapıyorsunuz ama'' diyenler Türkçe ezana uyup namaz kılıyorlar mı acaba?kılıyorlarsa acaba namazı nasıl kılıyorlar?bunlar bile Türkçe ezanın ne kadar gereksiz temelsiz sonuçsuz boş bir iş olduğunu kanıtlar!

Bunun yanı sıra,Bu noktada bir de ''Allah'' özel isminin,Türkçe ezanda da değiştirilerek yerine kullanılan ‘’tanrı’’ cins kelimesi ile karşılanamayacağı konusu vardır.Etimolojiyle ilgili bu konuya da başka bir makale içerisinde değineceğiz!



KÜNYE
Tür; Araştırma,deneme,makale
İçerik;Bilimsel,Tarihi,politik
Kaynak; Etimoloji
Dönem; Mayıs 2018

Güncelleme;Yok

TUTSAK GÜNEŞ – AYŞE KULİN






Jakoben Faşist kokona Ayşe Kulin’in genelde Nişantaşı,Konak,Çankaya..vb. konumlanmış beyaz Türkler için yazdığı Romanımsı propaganda!

Bu 440 sayfalık saçmalığın her sayfası ama her sayfası resmen bağıra bağıra siyasi kaygı ile yazılmış.Kitabın en başından beri muhalif olma hırsıyla algı operasyonlarına boğularak,zorlama olarak başlayan ,kitabın sonuna dek buna hizmet edip, hiçbir sürpriz gelişme ve özgün kurgu barındırmadan tekdüze sürüp biten bu sıkıcı boş saçmalık asla bir sanat eseri olarak kabul edilemez.Resmen Fiyasko!

Sözde Bilim kurgu ve ütopya havası verilen, yer yer kör romantizm ve anarşizm kasan bu kitabın tüm bu özellikleri de dibine kadar klişe! Bu yetmiyormuş gibi; Kitabın boş konusu ve bu klişe özellikleri de yazarın yırtınırcasına kastığı siyasi propaganda çabası bataklığında boğulmuş.Kitap okunacak halde değil!

Kitapta dindarlık ve dindar insanlar aşağılanmış! Algı yaratılarak ötekileştirilmiş.
Şunu da açıkça yazayım; Ben çok dindar bir çevreden gelmiyorum,hele gençliğim rock metal ortamlarında geçti!Ben bu ulusalcı sosyete çağdaş elit takılan kolpaların ne mal olduğunu iyi bilirim! Bu saçmasalak kitapta dindarlar ezilirken bu kokona kolpa kesim yüceltiliyor! Bu sahte ve yalan! Bunlardaki ikiyüzlülük,cimrilik,sabit fikirlilik, insan düşmanlığı ve bağnazlık hiç kimsede yok emin olun!  Ben bunların içinden geldim yaşadım bunların içinde bu kitap resmen sahte bir adi propaganda olarak ülkedeki belli kesimleri ötekileştirerek kutuplaştırıyor.Tabii villa –residence ,bar -pub müdavimi jakoben kesimi ise yüceltiyor.Bunlar bir de solcu sosyalist takılır ya tam komedi ve ikiyüzlülük ,bununla ilgili bir makale de kaleme alacağım.

Bu kafa yapısıyla sanata ve sanatçıya ihanet eden bu şey ‘’sanatçı muhaliftir’’ olayını sadece provoke ediyor !Bugünün iktidarının dününün muhalifleri olduğunu,dünün iktidarlarının da bugünün muhalifleri olduğunu bilince bu tutsak güneş gibi taraflı ,sığ ve yandaş şeyler daha da yavan ve banal bir hale geliyor!Bu işine gelince muhalif takılmak da olayın özünde muhaliflik değil de aslında niyetinin kendi siyasi tarafında yandaşçılık oyunu oynamak olduğunu gösteriyor.Kendi görüş ve yaşam anlayışında olmayan ezilen kadını insan yerine bile koymayan ama onu ezmek için aşağılamak için feminizm kasarak bu algı operasyonuna imza atan Ayşe kulin gibi 5 para etmez birinden başka ne beklenir ki?Sözde sanki chp seçmenine kitap yazmış !

Hangi inanç,kültür,yaşam yada siyasi görüşe sahip olursanız olun eğer gerçekten bir sanat eseri ,bir edebi ürün veya en basitinden bir roman okumak istiyorsanız; Saçmasapan bir  siyasi propaganda aracı olmaktan ileri gidemeyen bu kağıt yığınından uzak durunuz.Kitapseverlere ,sanatseverlere önerim Bu!Çünkü amacı sadece ve sadece sanat olan birisinin,bir köşesinden birbirine yapıştırılmış bu dikdörtgen şeklinde 440 yapraklık ‘tutsak güneş’ markalı tuvalet kağıdı tomarıyla asla işi olmaz,siyasi yandaşı olsa bile!

Bir tavsiye de kokona Ayşe Kulin'e; Sen bu saçma şeyle azgınca siyasi propaganda kasıp dandik kitaplar serisi arasına gireceğine mesela; konu olarak kendi halkının havadan-denizden bombalanması,istiklal mahkemeleri,milli şef dönemi,12 Eylül ve 28 şubat başta olmak üzere darbeler dönemini işleseydin dünya korku klasikleri arasına girebilirdin.Yada yerini bil, umut veda gibi vasat kitaplar yazmaya devam et!


Son olarak kitapla ilgili;Birileri böyle bir yandaş eseri yalana yalana överken, zihniyetine karşıt eseri ise 10 metre yakınına dek yaklaştırmayıp üstüne okumadığı karşıt bir esere sırf fikrine karşıt diye bir de kötü eleştiriler düzerken, ben bu kitabı alıp tahammül ederek sonuna dek okudum ve bu yorumu yaptım ! Sizin gibi villa-residence çocuğu,yelpazeli entel tatlı su solcusu, bağnaz faşist jakobenlerden farkım bu işte! 

KÜNYE
Tür;Kitap
İçerik;Siyasi,Propaganda
Kaynak;Okuduğum Romanlar
Dönem;Ekim 2018
Güncelleme; Yok