Translate

30 Temmuz 2017 Pazar

KÖLE KRAL BAYBARS HAN VE MOĞOL HÜLAGU





Son zamanlarda yine Türkçülük adı altında yine çokça soysuz cahil böcek türedi.Gerçi bir sıkımlık şeltoksa bakar bunların bir sikimlik varlıkları.

Hülagü türk değildir Timur ve Cengiz in Türk olup olmadığı tartışmalıdır.



Orta asyada 3 tane farklı ırk vardır.türk moğol ve çinli.Slavlar bunların kölesi olarak kırma ırkların yığıntılardan ibaret bir sonucu idi.bunun başını da ruslar çeker.Türk moğol ve çinliler özellikle türk-türk ve türk-moğol  arasındaki mücadeleler nedeniyle bu köle anlamına gelen slavlar fırsattan istifade güç kazandılar.Türklerin moğolların kendi aralarında yaptıkları savaşlar acımasız talan yıkım ve katliamlar onlara hiç bir şey kazandırmadığı gibi gün geçtikçe parçalayıp dağıtıp zayıflattı.Bundan istifade eden slavlar parça parça birleşip bir anda rus knezliği etrafında toplanıp bugün orta asya ya yayılmış olan rus slavların hakimiyetini kurdular.Bu rus hakimiyeti öyle bir hale geldi ki o toprakların asıl sahipleri türkler ve moğollar bu sefer rus hakimiyeti altına girip asimile edilip ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya geldiler.



Daha uzun yıllar sonra rus devrimi ile bölgeye hakim olacak sosyalizm ve komunizm in etkisiyle ırk ve inanç töre ve kültür karşıtı rus kızıl asimilasyonu öyle şiddetli bir hale geldi ki türk halkları bundan büyük eziyet çektiler halen daha bunun etkileri sürüyor.Çinliler ise ruslar gibi komunizm ve kızıl sosyalizmi benimseyerek ruslarla işbirliğine gittiler bundan da en büyük zararı uygurlar gibi türk halkları gördü.İşte bunda hülagü cengiz timur un hatası öngörüsüzlüğü tartışılmazdır.Gerçi bunlar uçkurunun ve midesinin derdinde olan adamlardı ırkmış dinmiş toprakmış umurlarında değildi.



Dediğim gibi hülagü türk değildi moğoldu.Cengiz in ise ne olduğu belli olmayıp moğol olduğu üstünde tarihçiler söz birliği içindedirler.Öyle ki, ne Cengiz in ne de Hülagü nün moğol olup olmaması da kendilerinin umrunda değildi.O zamanın yaşam anlayışı kabile akraba kültüdür.Bir ulu başbuğ vardır ve onun ailesi ve çevresinden oluşan asker ve kölelerden ibaret bir tebaası vardır.Hülagü Cengiz ve Timur bu kabilelerin en büyük devasa olanına sahiptiler ve bu tebaanın kabilenin ordunun da beslenmesi gerekiyordu.Bu nedenle yörük göçmen akıncı toplum anlayışıyla yarı yerleşik olan yada yörük gezgin olan sürekli at üstünde etkili savaş taktikleri ve tecrübesine sahip olmuş bu kabileler yaşamlarını varlıklarını sürdürmek için seferlere çıkmışlardır zaten her daim gezgin olduklarından her daim seferdedirler ve öncelikli hedefte çorak anadolu orta asya toprakları değil büyük hazine ve ganimetlerin olduğu arap topraklarıydı.Hülagü Cengiz Timur gibilerin ırk ve din umrunda değildi önüne gelen her kimse yakıp yıkıp katledip talan ediyorlardı.Türkmüş moğolmuş çinliymiş arapmış slavmış müslümanmış budistmiş şamanmış falan umurlarında değildi.Tek amaç yemek içmek üremek hayatı kabilenin varlığının devamı için savaşmak öldürmek yıkmak talan etmek ve ganimet köle elde etmekti.



Hülagü de bunu yaptı.Tek amacı hazineler ganimetler ve kadınlardı.Hülagü türk değil moğolluğu da umrunda değildi.Mesela timur müslüman ve türk kökenli olduğu iddiası önceliklidir o da aynı şekilde hareket etti karşısına çıkan türkmü moğolmu şamanmı müslümanlı umrunda olmazdı savaşır öldürür yağmalar ve alırdı.Ayrıca Timur Cengiz ve Hülagü talan etikleri kabile ve topraklardaki genç güzel kadınları alıp haremlerine katardı.Her göçlerinde seferlerinde savaşlarında bunlarla zaman geçirirlerdi her ırktan kadınla birlikte olurlardı bu türkmü moğolmu arapmı çinli mi umrunda olmazlardı böylece farklı ırklardan yüzlerce kadından kırma binlerce çocukları olmuş ve bunlar gerek o dönemde gerek yıkılıp dağıldıktan sonra var olan yeni yapılanmalarda en önemli ordu ve yönetim mevkiilerinde yer almışlardır.

Tekrar ediyorum hülagü türk değil moğoldu, moğolluğu da hülagünün umrunda değildi .Moğol hülagü Selçuklu dahil bir çok türk devleti ve beyliğini harap etti.Yakıp yıkıp katletti türk kadınları cariyesi yaptı.



Sonra arap topraklarına girip Abbasileri ortadan kaldırıp halkını köle ve talan etti.Moğol Hülagünün defterini ise bir müslüman kıpçak türkü olan köle-kral Baybars dürmüştür.Baybars tarafından tepelenip kıçı tekmelenen Hülagü bir daha orta doğu doğu anadolu arap topraklarına gitmemiştir.O bölgeden hızla çekilmiştir Baybars bunun üzerine fransız kralını becermeye devam etmiştir.Müslüman türk Baybars hem moğol Hülagüyü hem haçlıların en etkili gücü fransa kralını tepeleyerek islama çok büyük fayda sağlamış islamın gücünü geri kazandırmıştır.Peki ne yapacaksınız şimdi ha?bu nedenle bu sefer moğol piçi Hülagü yü övüp Türk savaşçısı Baybars a küfür mü edeceksiniz ruhuna soktuklarım sizi.Baybarsın türk şamarını yiyen  Hülagü de bu sefer başka bir türk beyi olan Berke hana türk olmayan cüci ulusuyla birlikte saldırmış lakin ne Berke han ne de Hülagü nün yaşamı bu savaşı bitirmeye yetmemiştir Hülagü farklı ırklardan genç ve güzel kızlarla birlikte mezara gömülmüştür.

Son zamanlarda türeyen bu soysuz kansız dinsiz bok böceklerinin türk olmayıp moğol olduğu halde Hülagünün taharetsiz kıllı kıçını yalamaktaki hevesi buna karşın moğol piçi Hülagünün sonunu getiren türk ve müslüman olan Baybars ı göz ardı etmesi tamamen arap ve islam düşmanlığından dolayı olduğu aşikardır.Bunu gizleyemiyorsunuz da bari hülagü ye türk diyip te o kendi şerefsiz kansız aşağılık sefil varlığınıza güldürmeyin insanları.





Bunların mongolia Hülagü denen orospu çocuğunu savunmanıza şaşırmadım.Bu Mongol piç zamanında ermeni ve frenklerle haçlı fransa ile ittifak kurup türk ve müslümanlara saldırdılar.Anadolu da türk ve müslüman katliamı yaptılar onların önünden kaçan türkler memlük savaşçısı kuman türkü köle kral Baybars a sığındılar.Baybars ta zamanında ailesini katledip kendisini köle yapıp satan moğol travestisi Hülagünün  defterini dürmek istiyordu.



Baybars (El-Melik el-Zahir Rukneddin Baybars el-Bundukdarî) 1223 tarihinde Karadeniz kıyısında doğmuş bir Kıpçak Türküdür.Cengiz in torunu Berkan ın damadıydı lakin Moğollarla yapılan bir savaşta ailesi katledili dağıtıldı ve kendisi de esir düştü.Sivas köle pazarında eyyubi kralı Melik Salih tarafından satın alınarak kahire ye getirildi.Zeki savaşçı komuta kabiliyetine sahip gözü pek bir genç olan Baybars deniz ordusu bahriye ye girmiş ve kısa sürede yükselmiştir.Mısır da özellikle haçlılara karşı yapılan savaşlarda başarısıyla iyice sivrilen Baybars ,Fransız kralı IX Louis in büyük bir ordu toplayıp Müslümanları mısırdan atmak için saldırıya geçmesine karşın üstün bir savaş taktiği ve cesaretle Fransız ordusunu mahvetmiştir.Baybars ın ağır darbesiyle yok olan Fransız ordusundan geriye yalnızca 4-5 kişi kalmıştır.Fransızlar bu harekatı sırasında Baybars tan ölümcül darbeyi yemeden önce Dimyat ta büyük bir Müslüman kıyımı yaptılar.Buna dayanamayan melik Salih üzüntüden vefat etmiş yerine turanşah geçmişti.Ülke içerisinde karışıklıkların yaşandığı bu dönemde Turan şah suikaste kurban gitmiş ve küçük yaşta 1-2 melik tahta geçmişse de en sonunda naip durumunda yer alan Kutuz darbe yaparak Memlük devletinin hükümdarı oldu.



Bu esnada ise Hülagü nün Moğol ordusu orta asya bozkırlarını çoğunluğu türk ve Müslüman olan toplulukları yakıp yıkıp katlederek geçtikten sonra Bağdat a saldırarak yine büyük kıyım yıkım ve talan ile Abbasi devletine son vermiş halifeyi katletmişti.Hülagü nün sonraki hedefi ise mısır ve Memlük devleti idi.Böylece Memlük sultanı durumunda olan Kutuz, Baybars a Moğollara karşı ülkeyi savunması görevini vermiştir.



Ailesini katleden kendisini de köle yapan Moğollara karşı hıncını unutmayan Baybars,bunu ilk kez Ayn Calut denen dünya tarihine geçmiş Asyanın kaderini değiştirmiş etkileri bugüne dek gelen önemli ve büyük bir savaşta daha kral değilken kumandan iken Hülagü nün defterini dürerek yaptı.Bazı beyni ve ruhu satılmış çomarlar Baybars ile Hülagü nün hiç karşılaşmadığını yazar söyler.Ayn Calut ta Baybars tarafından domaltılan Hülagü değilde kimdir?neymiş Hülagü o anda ordu başında değilmiş nerdeymiş tuvalete mi gitmiş?Hülagü Moğol tarihinin en büyük kumandanı Baycu Noyan dan sonra gelen Kitboğa Noyan ı güçlü bir Moğol ordusunun başına verdi.Zaten küçük kardeş Hülagü abisi Kubilay tarafından Bağdat ve kahire nin alınması Abbasi ve memlüklerin yok edilmesi için görevlendirildi.Ama o Bağdat taki gibi ordunun başında bulunmadı çünkü Baybars ın nasıl bir komutan olduğunu,Moğolların türk ve Müslümanlara karşı iş birliği yaptıkları haçlı ve Fransız kralı Louis i domaltırken tanımıştı.



Baybars Ayn Calut ta moğolları perişan etti.Kutuz Baybars a valilik sözü verdi ama onun bu yeteneklerini görünce Baybarsın ilerde tahtına göz dikeceğini düşünerek bundan vaz geçti ve akabinde iç karışıklıklar çıktı.Bu sırada Ayn Calut darbesi ile götü kanayan Hülagü intikam için ermeni frenk ve haçlılarla iş birliği yaparak saldırmak için hazırlık yapmaya başladı lakin durumu çok iyi takip eden Baybars bu frenklere uyarıda bulunup defolmasını tembih ettiği halde buna uymayıp çok güvendikleri Hülagü kancığı ile livataya girişip iş pişiren frenkleri tek tek basıp analarını ağlattı sonra moğolların hazırlık yaptıkları bölgeleri de basarak moğolların kanlı götünü bir daha yardı.Bunları duyan Hülagü Baybars ın başarıları karşısında umutsuzluğa kapıldı intikam amacıyla birkaç atak yapmaya çalıştı lakin Baybars ın öncü kuvvetlerine dahi bir üstünlük sağlayamadı moğollar Baybars ın hesap sormak için geldiğini duydukları anda baskın ve kuşatmaları bırakıp geri kaçtılar.



Bu sırada Hülagü yanı başında olan ve gün geçtikçe tehdit edip sürtüşmeye gittiği türk devleti Altın ordu hakanı Berke ile mücadeleye girişmeyi tercih etti lakin Baybars anasını fena ağlatıyordu.Bu nedenle Baybars la karşılaşmayı asla götüne yediremedi bir daha orta doğu ve doğu anadolu topraklarına gitmedi.Hülagü bunun yerine Berke han a kafa tutmaya onu tehdit etmeye başladı bunu yaparken ermeni ve cüci denen ulusal artık yığıntılardan da destek almasına rağmen Hülagü Berke han ve altın ordu devletine üstünlük sağlayamadı .Uzun ve yıpratıcı savaşlar ile güç kaybeden Hülagü, Baybars ın Anadolu topraklarındaki türk beylerine destek vermesiyle gün geçtikçe Anadoludaki Moğol hakimiyetinin kaybedilmesine Anadoludaki moğol askerlerin her geçen gün kökünün kazınmasına mani olamadı.



Hülagü nün Berke hanla savaşı her ikisi de ölene dek son bulmadı.Bu savaş esnasında Baybars bu sefer de altın ordu devletine destek oldu.Geberen mongol piç Hülagünün kancık dölü Abaka buna sinirlenerek hepsinden intikam almak amacıyla harekete geçti.Fahişe evladı Abaka boyunun ölçüsünün farkında değildi Baybars ı köle olmakla türk ve müslüman olduğu için hakaret ve aşağılamalarla küçük görüyordu.İlk başta Baybars a saldırmaya kalkıştı ve anında anasının hörekesini tersten görüyordu.Baybars ile ufak temaslar yaşıyor lakin her temasta kıçını parçalarcasına baybarsın kılıcının tadına bakıyordu.Baybars ın istihbaratı ve müdahale hızı fahişe evladı Abaka nın başını döndürüyordu.piç çocuğu mongol Abaka ya bir harekete geçip baskın düzenlemeye kalktığında Baybars çok önceden orada olup defterini dürüyordu yada bir yeri kuşatıp ele geçirmeye kalktığında Baybars anında haber alıp Abakanın mabadını parçalamaya geliyordu.Bunu duyan moğol askeri de hemen kuşatmayı kaldırıp geri kaçıyordu artık bunun önünü alamayan Abaka defalarca Baybars tan barış dilendi.Baybars onunla barış yapılamayacak kadar sözüne güvenilmez bir kancık dönek orospu çocuğu olduğunu bildiğinden bunu asla yapmadı ve yakaladığı yerde mongol orospu travesti çocuğu Abaka nın rektumunun çapını genişletti.



Baybars bununla da yetinmedi,Moğolların iş birliği yaptığı ermeni frank ve hristiyan toplulukların da anasını domalttı.Artık ermeni ve frenkler korkudan Abakayla bırak iş birliği yapmayı onlarda gerekirse Abakanın anasına ortak olmayı bile kabullenmişlerdi.Böylece follofoş olmuş Abaka yı iyice genişlemiş rektumunun acısıyla baş başa bırakan Baybars han,Buradaki türk islam düşmanı Hülagu piçi hayranı ermeni dölleri gibi zamanında moğollarla iş birliği yapan ermenilere moğolların defteri dürülüp şutlandıktan sonra Baybars acımamıştır.Baybars ermeni kralı Hetum a karşı 2 büyük sefer düzenleyerek defterlerini dürmüştür.Bu 2 darbeyle ayakta kalamayan ermeni krallığı yıkılmış ve asırlar boyunca bir daha toparlanamayarak özellikle anadoluda çukurovada türk devletleri içinde azınlık olarak yaşamak zorunda kaldılar.Ta ki sovyetlerin dağılması ile rus desteği ile sikindirik dandik bir devlete sahip olana dek.


Baybars Melik Salih in ölümüyle karışıklıklar yaşayıp yıkılan eyyubi devletinin üzerinde yükselen memlük devletini 'Türkiyye' tanımıyla var eden kurucu hakandır.Dünyada Türkiye tanımlı ilk devleti Sultan Baybars kurdu.Ayrıca ,Moğolların öldürüp yok ettiği halifeliği memlük devletine getirdi.Haçlıları tokmaklamaya devam etmekten de geri durmayan Köle kral Baybars Kıbrıs a seferler düzenlemiştir.Bu sırada 1277 de Elbistan ovasında Tedavun noyan komutasındaki Gürcü destekli yaklaşık 10000 kişilik Moğol ordusunu bir daha domaltıp beceren tamamen imha eden Baybars ülkesi için tehdit oluşturan Antakya ya yöneldi.Baybars la karşı karşıya gelmeye götü yemeyen moğol Abaka, Baybars işini bitirdikten sonra Elbistan ovasına arkasından gelmiş,kumandanları Tedavün Noyan ,Möngke Temur ve Tuku ağa nın da yer aldığı uçsuz bucaksız ovaya yayılmış binlerce moğol leşinin o korkunç manzarası karşısında diz çökerek ağlamıştır.

Antakya yı kuşatıp ele geçiren Baybars o sırada kaçmış olan Antakya prensi beomonda ya mektup yazarak’’Antakya yı senin ülkeni nasıl kuşatıp ele geçirdiğimi orada bulunup bizzat gözlerinle görseydin ananın seni hiç doğurmamış olmasını dilerdin’’ demiştir.Lakin Baybars burada dizanteri hastalığına yakalanarak Şam a dönüşte 14 gün hasta yatmış ve 20 Haziran 1277 de vefat etmiş Rahmetli gazi Ruhu Cennet ile müjdelenmiştir.





Bu sırada intikam için büyük bir ordu toplayan ve yola çıkan moğollar bu büyük yıkım ve hasta olan Baybars ın şama dönüp ordusunu güçlendirdiğini duyunca Baybars ın üzerine gitmekten çekinip hırsını Anadoludaki Türkmenlerden ve müslümanlardan çıkarmıştır.Baybars ın ölümünden hemen sonra da moğolların yönetimi devrettiği Moğol prens kongurtay noyan komutasında Anadolu da semerkant tan kayseriye dek boydan boya Anadolu da 6 milyona yakın insan katledilmiş ve esir edilmiştir.Bir kez daha Anadolu da büyük bir Türk ve Müslüman kıyımı gerçekleştirmiştir.




Baybars köle olarak pazarlarda satılırken bir ülkenin hakanı olmuş ve yönettiği savaşlarda bizzat ordusunun başında durmuş haçlı ve Moğollar başta olmak üzere yedi düvele karşı tek bir savaşı dahi kaybetmemiştir.Hız ve istihbarat Baybars ın gözüpek kesin bilgi ve bu doğrultuda kendine güveni ile aldığı kesin kararlar onun üstün benzersiz hayranlık uyandırıcı kumanda tekniğinin detaylarıdır.




Baybars İslam dünyasına camiler vakıflar değerli eserler kazandırmış özellikle Moğolların baskın sürgün yağma ve katliamlarından kaçan alim ve sanatçıları himaye etmiştir.Yine Andoluda Moğol katliamından kaçan Türkleri sınır boylarına yerleştirerek korumuştur.Özellikle Moğol zulmüne ve katliamcı talancı istilasına karşı türk beylerine her daim yardımcı olan Baybars Türk İslam dünyasının en büyük kumandan ve hakanları arasında ilk sıralarda yer alır.

O nedenle moğol Hülagü yü övenler türk ve islam düşmanlığı yapanlar bu ermeni gürcü piçlerin kancık kansızların uşaklarıdırlar.Türklerden İslamdan ve Baybars tan nefret eden bu çaşıtlar türkçü adı altında ajanlık ve hainlik peşindedirler bunlar iyi ayırt edilmeli ve Köle kral Sultan Baybars Han gibi Her fırsatta her alanda hadleri bildirilmelidir.









KÜNYE
Tür;Araştırma,Biyografi,Makale
İçerik;Tarihi,Politik,Stratejik
Kaynak;Araştırma
Dönem;Temmuz 2017
Güncelleme; Yok

29 Temmuz 2017 Cumartesi

GÜNEŞ KRALİÇE – CHRISTIAN JACQ





‘’Çamur ve taştır insan
Tanrı tarafından yaratılan
Ama farkında değildir
Tanrı nın avuçları arasına bıraktığı
Kaderinin…’’

Tutankamon mısır medeniyeti ve insanlık tarihi için önemlidir.Çünkü mezarı ,mumyası ve hazineleri hiç el değmemiş şekilde bulunan tek firavundur.Bunun nedeni,çağdaşlarının bir nedenden dolayı onun mezarına önem vermemesi ve onu diğer önemli gördükleri firavun mezarlarının arkasında ,altında ve uzağında kalacak şekilde bir mezar odasında bırakmalarıydı.Böylece mezar soyguncularının gözünden kaçmış şans eseri bulunmuş ve mısır medeniyeti ile ilgili bir çok sırrı açığa çıkarmıştır.Bunlardan en önemlisi ise evlendiği kızın babası firavun Akhenaton dur.Tek bir tanrıya inandığı için ‘kafir kral’ diye nitelendirilmiş Akhenaton un adı ardılları tarafından krallık yıllıklarından silinmişti.Ta ki damadı Tutankamon un mezarı bulunana dek.

İşte bu kitap; adı, babası Akhenaton un adının tarihten silinmesiyle silinmiş ama kocasının mezarının bulunmasıyla varlığı öğrenilen kraliçe Ankhesenamen in üzerinde yoğunlaşır.Kitapta Akhesa ismiyle anılan ailenin bu en küçük kızı kraliçe olabilmek için zekası, hırsı ve güzelliğiyle hızla yükselecek ve ölmek üzere olan babası Akhenaton un varis olarak gösterdiği Tutankamon ile evlenerek kraliçe olacaktır.Akhesa amacına ulaştığını sanarken kendini komplolar, taht kavgaları, iç karışıklıklar ve yaklaşan Hitit istilasının ortasında bulacaktır.Hırsı, zekası ve güzelliğiyle hem biricik aşkı Tutankamon hem de kendisi için parlak ve mutlu bir geleceği kucaklayabilecek midir?..

Özellikle mısır tarihine ilgi duyanların o dönemin önemli tarihi isimleri ve olaylarıyla kurgulanmış roman tadındaki bu epik hikayeyi kesinlikle beğeneceğini düşünüyorum.İhtiraslar,komplolar,startejilerle yoğrulmuş yer yer romantizm katılmış bu sürükleyici dramatik eseri kitap severlere tavsiye ediyorum.


KÜNYE
Tür;Sanat,Edebiyat,Roman
İçerik;Dram,tarihi,Stratejik
Kaynak;Okuduğum Romanlar
Dönem;Eylül 2013
Güncelleme; Yok

HIGH TENSION - YÜKSEK TANSİYON



Tarih:2003 Tür: Korku/Gerilim Süre: 89dk. Yönetmen: Alexandre Aja Senaryo:Gregory Levasseur

Konusu;Okul arkadaşları olan Alex ve Marie sınavlara rahat ve sakin bir yerde çalışabilmek için Marie nin ıssız bir ormanda olan evine giderler.Akşam vakitlerine doğru Marie nin annesi babası ve köpeklerinin de yaşamakta olduğu ıssız eve varan kız arkadaşlar geceyle birlikte duş alıp yatmaya hazırlanırlar ancak daha ilk gece kapı çalınır ve marie nin babasının kapıyı açmasıyla onlar için vahşet kan ölüm korku ve gerilim dolu uzun bir gece başlamış olur.




Konusu her ne kadar klişe gibi gelse de yarattığı psikolojik atmosfer ve bu doğrultuda gerilimi iliklerinize kadar hissettiren ve sizi ağzınız açık bir biçimde heyecandan kaskatı bir biçimde koltuğunuza çivileyen farklı tarzıyla kesinlikle özgün ve sıra dışı muhteşem bir gerilim filmidir Yüksek tansiyon.O fransız yapımı psikopat vahşet gerilim tarzı çok iyi yansıtır ve türünün kült olmuş önde gelen aranan unutulmaz yapımları arasında yer alır.Oyunculuklar mekan seçimi ve müzikleri harikadır.





Orjinal isimi heute tension olan bu film özellikle kanlı sahneleri olduğu gibi yansıtması katil-maktül av -avcı psikolojisini heyecanını izleyiciye birebir yansıtıp sanki izleyiciyi o filmin içinde o zor ve dehşet anları yaşıyormuşçasına kendine çekmesi ile avucunun içine alan ve akla hayale gelmeyecek sürpriz bir finalle izleyiciyi hayretler ve derin düşünceler içerisinde bırakarak terk eden böylece unutulmaz anlar arasına kendi adını yazdıran harika ötesi küllt film yüksek tansiyonu izlemeyenler halen daha varsa tavsiye falan etmiyorum onları direk Allah a havale ediyorum .





Oyuncular: Cecile de France,Maiween,Philippe Nahon

KÜNYE
Tür;Sanat,Sinema,Kült Film
İçerik;Film tanıtımı,İzlenimler
Kaynak;İzlediğim Filmler,Fan Clup,Tanıtım
Dönem;Ekim 2004
Güncelleme; Yok