Translate

nazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2018 Pazar

THE FRONTIER(S) – SINIR(DA)



Tarih:2007 Tür: Polisiye/Dram Süre: 108 dk. Yönetmen: Xavier Gens Senaryo:Xavier Gens

Konusu;Fransa da siyasi seçimlerin yaklaşmasıyla tansiyon yükselir ve ırkçılığın ön plana çıkması, fakir ve alt sınıfı oluşturan göçmenlere yönelik baskıların hissedilmeye başlamasıyla beklenmedik bir biçimde olaylar alevlenir.Varoşlarda ayaklanmalar baş gösterir,mahalle aralarında sokaklarda çatışmalar başlar her yerde patlama ve yangınlar çıkar asayiş sekteye uğramışken ve kaos her yanı sarmışken küçük bir hırsızlık çetesi de bu kargaşadan faydalanıp soygun yapmak için harekete geçerler ama bu sırada işler ters gider grup üyeleri birbirine düşer ve bölünür bazı çete üyeleri hem bu kavganın etkisi hem de polisten kaçmak ve saklanmak için Lüksemburg sınırında basit ıssız bir pansiyona sığınırlar.Lakin pansiyon sahibi psikopat ırkçı bir nazi hayranıdır ve fransa da baş gösteren siyasi kargaşanın yoğun etkisini yaşamakta ,ırkçı nazi ideolojisinin hayata geçmesini fanatik bir biçimde destekleyip istemektedir.İşte şimdi küçük ıssız oteline sığınan bu küçük grup onun ırkçı kanlı sadist ve psikopat bir temele sahip vahşi ideolojisini hayata geçirmek için bir başlangıç noktası olacaktır.Böylece genç çete üyeleri için ıssız otelin korkunç ve sapkınlıklarla dolu koridorları ve odaları türlü işkence ve vahşete sahne olacaktır.Onlar yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşlar ve bakalım bu durumun sonu nereye varacak?




Fransız korku sinemasının en hasta ruhlu sakat filmlerinin başında gelir ve vahşet türü gerilim filmler arasında kült bir yeri vardır.En başta bunu belirtmek gerekir vahşet kan şiddet işkence yamyamlık..vb olgular hem de uzun bir film süresi boyunca uygun müziklerle de desteklenerek göz önündedir.Bu durum bu tarzı sevenler için kesinlikle tatmin edici iken böyle şeylerden hoşlanmayanlara hitap etmez!


döneminin benzersiz bir filmi sınır(da) ve zamanında eşi benzeri daha kolay bulunmaz!sonradan bu tarzla ilgili benzer bir çok film yapıldı ve bunun suçlusu sınır(da) değil!aşırı ve kesintisiz şiddet ortamının getirdiği boğucu bir atmosfer, sürekli tehdit altında olmanın psikolojisi ve bununla mücadele bu filmde muhteşem bir biçimde ortaya konuyor ve sonu da ilginç bir biçimde bitiyor!bu tarzın müdavimlerine şiddetle öneriyorum.


Oyuncular: Samuel Le Bihan,Aurelien Wiik,Karina Testa,Estelle Lefebure,Adel Bencherif

KÜNYE
Tür;Sanat,Sinema,Kült Film
İçerik;Film tanıtımı,İzlenimler
Kaynak;İzlediğim Filmler,Fan Clup,Tanıtım
Dönem;Şubat 2008
Güncelleme; Yok

7 Temmuz 2016 Perşembe

NAZİLERİN ÖLÜMSÜZ ASKERLERİ (HAMAM BÖCEKLERİ)









Nazilerin ölümsüz asker elde etme deneyinin nedeni ve ilham kaynağı hamam böcekleriydi.Sanıldığı üzere bunun ilaçlarla alakası yoktur.uyuşturucu cesaretlendirici ilaçların askerlere uygulanması işi sıradan askerleri zor savaş şartlarına dayanıp cesaretlendirip savaşabilmeleri amacıyla sadece naziler de değil tarih boyunca bir çok orduda uygulandı. 




Savaşın zor olduğu ölümle burun buruna kalındığı, ölümden kaçınmanın imkansız olduğu cephe savaşlarında yer alan askerleri psikolojik anlamda mevzilerde tutup savaştırmak için verilen ilaçların üstün askeri elde etmeyle pek tabii alakası yok.Burada gerçek bir kimyasal fiziksel biyolojik değişim söz konusudur.



asıl dayanıklı ve üstün  asker elde etme düşüncesi, nazi bilim adamlarının alman hamam böceği üzerinde bilimsel klinik deneyler neticesinde elde ettikleri akıl alamaz sonuçlara dayanır buna göre;

-hamam böceği kafası koptuğunda 1 hafta yaşar.1 hafta sonunda ise ölüsü incelendiğinde susuzluktan öldüğü anlaşılır hamam böceği kafası olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür.Yoksa yaşamaya devam edebilir.



-hamam böceği su altında 1 saat kalabilir ve çok uzun mesafeleri yüzerek aşabilir

-hamam böceği maksimum -32 derece soğukta yaşamını sürdürür

-100 derecede yanma/kaynama durumuna göre en uzun yaşayabilen tek canlıdır.




-hamam böceği beslenmeden 1 ay yaşayabilir.

-vucudunun formunu değiştirerek çok dar ve zor alanlara sığabilir ve aşabilirler.

-hamam böceği kalbini durdurabilir enerjisini yayarak yaşamını sürdürebilir.




-20 atm basınca dayanabilir.bu boyutlarına göre bir canlının dayanabileceği en yüksek basınçtır.

-29.4 N. kuvvete dek vücut bütünlüğünü koruyabilir.Bu boyutlarına göre mükemmel bir dayanıklık ölçeğidir.




-40 kw. x ışını radyasyona maruz kalınca bile yaşamaya devam eder.insana bu etkinin 1 saniyesi dahi ölümü için yeterlidir.

-çok hızlı hareket ederler bunu yaparken 6 adet ayağının etkisi vardır tabii ama 1 gecede 5 km. yol katetmelerinde enerji üretim ve kontrolü mekanizması ön plandadır.

-m60 patlayıcıdan 1 cm uzaktaki hamam böceği patlamadan hiç bir şekilde etkilenmedi.atom bombası nükleer bomba gibi tüm canlı ve bitkilerin öldüğü yıkımlarda maksimum etkide  hayatta kalan tek canlının hamam böceği olduğu tespit edilmiştir.




işte hamam böceği üzerindeki bu fiziksel kimyasal deneyler nazilerin bunu insanlar üzerinde de denemesine neden oldu.Tabi nazi bilim adamları hamam böceği ile insan biyolojisi arasındaki farkı biliyorlardı ancak evrime inanıyorlardı.Zaten naziler evrimi hızlandırıp pozitif yönde tetikleyerek üstün ari alman ırkı ve askerini elde etme fikrindeydiler.Bunu hiç bir zaman gizlemediler.






Bu evrimi hızlandırma işinde referans kabul ettikleri şeylerin başında hamam böceği geliyordu ve hamam böcekleri üzerinde yaptıkları basınç,sıcaklık,kuvvet,açlık,yaşam süresi,hız,donma,havasızlık..vb. deneyleri insanlar üzerinde de deneyerek sonuçlarını ölçtüler ve insanı bir hamam böceği kadar dayanıklı hale getirebilecek yolları aradılar.Bunu da tabii acı ve ölümlere neden olan sayısız deneylerle yaptılar.




Ancak evrimci Nazi bilim adamlarının o zamanki inançları düşünceleri ideolojileri ve bilimsel seviyelerine göre bilmedikleri şey ise;

Hamam böceklerinin yaklaşık 300 milyon yıldır var olmalarıyla en eski varlıklardan biri olması yanı sıra en ufak bir evrimsel değişim dahi geçirmedikleridir.


KÜNYE
Tür;Araştırma,teori
İçerik;bilim,tarih,gizem,tanıtım
Kaynak;genel
Dönem;Haziran 2016
Güncelleme; Yok

27 Temmuz 2014 Pazar

KAVGAM - ADOLF HITLER



Bu kitabı 2005 yılında bir yaz akşamı sokakta dolaşırken yerde ufak bir kitap sergisi açmış işportacıdan 5 lira karşılığında almıştım.Fazla çeşit yoktu.İçlerinden seçip aldığım o an ilgimi çeken 2 kitaptan biriydi.

Kitap, Hitler in Avusturya ve Almanya da geçen gençlik yıllarındaki zorlu yaşamını,o zamanki dünyasını,anılarını,görüşlerini,çevresini ve izlenimlerini anlatan roman tadında bir politik biyografidir.
Daha hiç tanınmayan fakir bir gençken,1. dünya savaşında yenilmiş Almanya nın ekonomik çöküşüyle gelen toplumsal patlamanın yaşandığı yıllardaki ilk sokak hareketleri esnasında yakalanıp atıldığı kısa süreli nezaret döneminde ,hapiste bu kitabı yazmış.Tabii ki daha ilk gençlik yıllarını yaşayan ve vizyonu sokaklardan ibaret olan bu adamın görüşleri de öyle büyük planlar, startejiler,komplolar,olaylar içermiyor.Yer yer duygusal,yer yer öfkeli ve yer yer mantıklı cümleler kurmuş.Kitabı okurken, bazı cümleleri onaylayıp bazı cümlelere karşı çıkmanız doğal.

Bu kitabı okuduktan 1 hafta sonra, önce gazetede sonra tv haberlerinde Avrupalıların yaptığı ‘Türk gençliği nin en çok okuduğu kitaplar’ diye bir araştırmadan bahsediyorlardı.Türk erkekleri Hitler in kavgam kitabını,Türk kızları ise melissa p. adlı bir kaltağın cinsel fantezilerini yazdığı adını hatırlamadığım bir kitabı okuyormuş.
Buradan Türk erkeklerini eleştiriyorlardı; yok efendim faşist, ırkçı ,Yahudi düşmanı kitabı okuyorlar diye.Kızlara bir şey diyen yoktu tabii.



Ben bu kitabı okumakla ne faşist oldum, ne ırkçı.Yahudilikten kasıt Siyonizmse eğer buna her zaman karşıydım zaten.Ben çöküşün ortasındaki genç bir insanın o ana kadar ki olan yaşamını ve düşüncelerini okudum.Avrupalıların ve ülkemizdeki bazı lavukların düşüncelerden korktuğu gibi korkmam, ben farklı yada karşıt düşüncelerden kaçmam.En azından Hitler in kavgam kitabı, kezbanların ve Abazanların elden ele gezdirdiği melisa p kitabından 10 kat daha şerefli ve anlamlı bir kitap.Bu kitabı okuduğum için asla pişmanlık duymuyorum ve gururla bu blogda ‘okuduğum romanlar’ olarak paylaşıyorum.

KÜNYE

Tür;Sanat,Edebiyat,Roman
İçerik;Politik,Tarih,Biyografi,Tanıtım
Kaynak;Okuduğum Romanlar
Dönem;Şubat 2005
Güncelleme; Yok