Translate

21 Ocak 2018 Pazar

ULU HAKAN 2.ABDULHAMİT HAN (materyalist yeni dünya düzenine direnen yalnız bir kurt)



Ulu hakan büyük Türk sultanı 2. Abdulhamit han 21 Eylül 1842 de Topkapı sarayında doğdu!Amcası Abdulmecit zamanında Avrupa ve Mısır a gezilere götürüldü.İşte bu gezilerde gördükleri onu çok farklı bir düşünce ve kişiliğe soktu!O artık sürekli bir kenarda durup köşeye çekilip gözlemliyordu,para piyasalarını takip ediyor,bilgi getirecek kişileri tespit ediyordu ve tüm bunları aklına yazıyordu!

Osmanlı tahtında abisi 5.Murat bulunuyordu!Saray alem yerine dönmüştü!İttihatçı jöntürkler saraya doluşmuş üyesi oldukları mason üstadları ve Avrupalı Fransız ve İngiliz devlet adamları elçiler ve avrupadan getirilmiş fahişelerle sarayda içkili danslı modern çağdaş bir eğlence alemi içindeydiler! 5.Murat ı da parmaklarında kukla gibi oynatıyorlar alemlerde aklını çeliyorlardı!



Bu eğlencelerin birinde Emmanuel Karasu adlı hain şerefsiz aşağılık bir Yahudi piçi olan ittihat terakki üyesi 5.Murat ın yanına yaklaştı ve ara sıra sarayda gördüğü kambur duruşlu, donuk ifadeli ,yalnız, sessiz, içine kapanık şehzade 2. Abdulhamit i göstererek ‘’bu kim?’’ diye sordu!

5.Murat ta ;’’O kardeşim Abdulhamit’tir.Safın tekidir.hiç konuşmaz,odasından pek çıkmaz,arkadaşı da pek yoktur!ensesine vur ağzındaki ekmeği al hiç sesi çıkmaz!’’ diye cevap vermiştir!

Gel zaman git zaman alemlere sapkınlığa dalmış 5. Murat Allah tan belasını bulmuş 3 ay içinde delirmiştir!hal ve hareketleri konuşmaları öyle bir hale gelmiştir ki o hain düzenbaz satılmış ittihat terakki jöntürkler ve ajanlar bu kadar kısa sürede bir insanın bu hale nasıl gelebildiğine şaşırmışlardır!yapacak bir şey yoktur!böyle bu haldeki bir adamı tahtta tutmak ve istediklerini yaptırmak imkansızdır! Onlara artık yeni bir kukla gereklidir! işte o esnada satılmış hain vatan haini piç Selanik yahudisi emmanuel karasunun aklına o eğlence aleminde 5. muratla yaptığı konuşma gelir. ’saf şehzade 2. Abdulhamit!’ensesine vur ağzındaki ekmeği al! saf-salak ve kolayca oynatabilecekleri bir kukla olarak düşündükleri Sultan 2. Abdulhamit i kendi elleriyle tahta geçirirler! 

Lakin 2 Abdulhamit o ana dek tüm gençliği boyunca gözlemleri düşünce ve planlarını devreye sokmaya başlar.O ana dek içinde sakladığı bilgi ve güç devreye girer ve onyıllarca devleti ayakta tutar. Bu satılmış vatan haini ittihatçı jön türk piçlerin ve bu köpeklerin ağababaları Avrupalı sikilmiş ajan ve köpeklerin köküne kibrit suyu çakacaktır!Sultan2. Abdulhamit han tam 33 yıl ülkeyisağlam bir duruşla yönetir hainlerin ve emperyal köpeklerin planlarını bozar!Osmanlının yıkılışını ve Türk diyarının işgalini onlarca yıl geciktirir!




Eğer büyük hakan 2. Abdulhamit han olmasaydı taa o zaman Anadolu parçalanacak, işgal edilecek, bir çok Avrupa sömürgesi uydu devlet ve rum-ermeni ülkeleri kurulmuş olacak İsrail projesi ta o zaman hayata geçirilecek ve avrupayı yakıp yıkan 2. dünya savaşına gerek bile olmayacaktı!

İşte bu nedenledir ki 2.Abdulhamit,Avrupa medyası ile mason dergilerinde ve bunlardan beslenen sözde milli yapılanma ve zihniyetlerde kötü ve aşağı gösterilir!ama mesela 5. Murat öyle değildir iyi gösterilir çünkü o bunların kuklasıydı!

Bu yavşak çevreler 2. Abdulhamiti baskıcı ve gerici olarak gösterirler gocuntuları kuyruk acıları bellidir bu fahişe evlatlarının.



Osmanlı nın borçlarını öne sürerek Onu kukla olarak kullanabileceğini pis amaçlarına ulaşabileceğini sananlara karşı Duyun-u umumiye yi kurarak
O Osmanlı borçlarını neredeyse yarı yarıya indirmiştir!

Duyun u umumiye ile gelen mali sınırlamalara rağmen Anadolu ile mısır ve Suriye gibi stratejik noktalarda çok önemli imar ve yenileme geliştirme çalışmaları gerçekleştirmiştir!

‘Yıldız istihbarat teşkilatı’nı o üstün zekası ve gençliğinden beri yaptığı araştırma gözlem ve bağlantılarla 1880 yılında kurmuş ilk Osmanlı Türk padişahı 2.Abdulhamit han dır!Bu türk tarihinde ciddi anlamda kurulmuş ilk organize istihbarat teşkilatıdır.Sonrasında Enver paşanın efsaneden öteye gitmeyen teşkilatı mahsusa sı ile hiçbir etkisi olmayan MİT te dahil olmak üzere etki alanı ile istihbarat ağı ve kapsamı olarak yanına bile yaklaşanı kurulamamıştır.2.Abdulhamit in kurduğu Yıldız İstihbarat teşkilatının en önemli darbesi İngiltere ye karşı İrlanda kurtuluş örgütü IRA nın kurulup desteklenmesidir!Portsmouth ve Drogheda futbol klüplerinin ambelimine dek giren ay yıldız ın nedeni 2. Abdulhamit tir!






Osmanlı da 2. Abdulhamit döneminde meşrutiyet akımları ile iyice perçinleyen ve genişleyen bir demokrasi Hürriyet gerçeği söz konusudur!2.Abdulhamit asla buna karşı düşman değildi!O kadar geniş imkanlar ve azınlıkların hakları o kadar geniş ti ki bunun etkilerini bugün bile görebilirsiniz.2.Abdulhamit dönemi dünyada parlamenter monarşi nin en şeffaf ve geniş kapsamlı uygulandığı dönemdir buna avrupa ve İngiltere de dahil!ama bu amacı devleti yıkıp parçalamak ve hain emperyal çıkarları uğruna Osmanlının varlığına göz dikmiş Avrupalı faşist domuzlar ve onların köpekliğini yapan vatan hainlerine karşı 2. Abdulhamit açıkça mücadeleye girişti!İşte bunu manipüle edip bu hain çıkarlara hizmet edenler bugün halen daha ötüyor ve 2.Abdulhamit gibi bir lideri rahatça o pis kanlarıyla karalıyor!neden?çünkü kancık dedeleri de kanı bozuk ittihatçı birer piçti onlar da bugün genlerinin gereğini yapıyorlar!


Osmanlının ittihatçı piçler tarafından savaşa sokulması da bu hain amacın bir getirisidir!O zaman da doğuda bir rus gücü vardı ve Avrupalılar ile aralarında anlaşmazlık vardı!bu satılmış köpekler Osmanlı da mecliste çoğunluğu elde edip Avrupalı emperyal faşist piçlerin 2 düşmanı Osmanlı ve rusyayı savaşa soktular!
Avrupalı emperyaller bu hain kancık itleri kullanarak Osmanlının Ruslara karşı savaş kararı almasını ve birbirine düşmelerine neden oldular.



Avrupada ardaşık tarih süreçleri boyunca vuku bulan Fransız ihtilali, İngiliz sanayi devrimi..vb ile Avrupa materyalist maddeci sömürgeci faşist bir siyaseti benimsedi!Bu yeni bir dünya düzeni ve anlayışını beraberinde getirdi maddeci materyalist bir yaşam anlayışını getirdi!
artık hammadde petrol, yağ, elmas..vb için kısaca para için avrupa merkezli yeni sapkın ideolojiler akımlar icat edildi ve bunlar sanki haklı ve doğruymuş gibi empoze edildi! Bu emperyal sömürgeci bir sistem ve yordamı doğurdu! Meşru olguların gayri meşru amaçlar için manipüle edilmesi taktiği o zamanlar devreye sokuldu ve bu bugünün rezil dünyasında da açıkça pis amaçlar iğrenç niyetler uğruna uygulanmaya devam edilmektedir ve bu sanki dünyanın gerçeği ,doğrusu olması gereken sıradan bir şeymiş gibi algı yaratılarak popülizmle insanlara pompalanmaktadır!



İşte bunlardan Hürriyet Eşitlik cumhuriyet hatta milliyetçilik ..vb akımlar Osmanlının tasfiyesi için hürriyet özgürlük adı altında manipüle edilerek Avrupalı emperyallerin Osmanlıyı yıpratma parçalama kutuplaştırma ve yıkma amacına köpeklik eden jöntürk ittihatçılar tarafından icra edilmeye başlandı!

Amaç hammadde petrol ve elmas elde etmekti!çünkü Avrupa da yer altı kaynakları kıttı! Avrupalı emperyaller hammaddeye ulaşabilmek için gözünü doğu ülkelerinin insanlarına ve  topraklarına dikti! Tabii orada gördükleri en büyük birleştirici ve sahiplenici yapılanma Osmanlı devletiydi ve bu devletin içten ve dıştan parçalanıp yok edilmesi onların hain pis aşağılık faşist amaçlarına ulaşabilmek için tek ihtiyaç duydukları şeydi!



Bunun içinde besledikleri şerefsiz köpekleriyle iç siyasette devlet yönetimine ve padişaha karşı her türlü yöntemi adice kullanmaktan geri durmayıp ellerinden geleni yaptılar! Bunun en başında monarşiye karşı hürriyet ve cumhuriyet ideasını manipüle ederek bir silaha dönüştürmek gelir! Avrupa da baskın olan ve bugünde dünyayı yöneten ingiltere krallığı, fransa da Monako prensliği ,italyada papa Vatikan krallığı lazımdı da osmanlı hanedanlığı mı gereksiz yanlış ve kötüydü? hürriyet cumhuriyet bir tek türke mi gerekliydi?Osmanlı da İngiltere başta olmak üzere avrupanın hiçbir krallığında olmayan halka ve azınlıklara geniş rahatlık ve haklar veren bir meclis vardı, bakan ve kabine vardı avrupada ki en gelişmiş ve özgür monarşi meclisiydi ama bu hainlere yetmedi meclisi özgürleşmek ve hürriyet için değil bunu kullanarak Osmanlı hanedanlığını yok etmek ve devleti ortadan kaldırmak için sürekli ortamı germek kaşımak karışıklık çıkarmak için uğraşıyorlardı!
Amaç Osmanlı engelini ortadan kaldırarak doğunun yer altı kaynaklarını rahatça sömürmek halkını masum doğulu insanları pis maddeci materyalist açlıkları için rahatça işkence edip sürüp katletmek her türlü savaş ve insanlık suçunu rahatça işleyip buna karşın hiçbir fani adli makamda hesap vermeyip ceza görmeyip tüm yaptıklarının yanına kar kaldığı fani bir sistemi dünyanın tek gerçeği hakline getirmek ile bunun günümüzde de bu şekilde gelmesi ve sürmesi bu makalede yazdıklarımızın ne kadar doğru olduğunun da kanıtıdır!



Evet ne oldu?Sonunda Osmanlı ortadan kalktı.Hemen İsrail in alt yapı  çalışmaları başladı ve İsrail Yahudi din devleti  kuruldu Ortadoğu ve Afrika İngiliz Fransız İtalyan sömürüsüne açıldı.Milyonlarca insan katledildi sakat bırakıldı sürüldü açlığa yoksulluğa itilirken Avrupa istediğini aldı ve bu ülkelerin insanların hammaddesi yer altı zenginlikleri sömürülerek kaçırılarak hırsızlık yapılarak Avrupalı emperyaller birer domuz gibi semirdiler!Hepsi zengin oldular!rahat refaha kavuştular bu da onlara yetmedi gözlerini tüm fani dünyaya diktiler.Bunun için de artık imha ve katliam gücü yüksek silahlar yapmaya başladılar.Atom bombaları,kimyasal,biyolojik kitle imha silahları sömürge ile gelen gelişme ve teknoloji medeniyeti acı katliam yıkım ve adaletsizlik getirdi!

Neymiş Avrupalılar adaletliymiş insanlık orada varmış Avrupalıların ben anasını sikeyim! Osmanlı ya ve her daim Türk cumhuriyetine insan hakları ve demokrasi dersi vermeye çalışan içteki hain ve aptal köpekleri bu yöntemle kandıran Avrupalı piçler Kurdukları sahte insan hakları ,çocuk hakları,hatta hayvan-doğa  hakları ..vb hepsi sahte ve pis amaçlarına hizmet eder!bakın ve görün katledilen bir Müslüman yada doğulu Asyalı Afrikalı bir insansa bunların sesi çıkmaz basit etkisiz kınama yayınlar geçerler ama bu Avrupalı Amerikalı İsrailli insana yöneltilince yaptırımlar üst üste gelir!bakın yaptırım diyorum kınama değil !yazdıklarımı araştırın!


Afrikalı açlara Kızılhaç ve unesco adı altında yardım götürüp hristiyanlığı Avrupa dili ve kültürünü empoze etmeye çalışmak üstüne oralarda halkı 2 ye bölüp iç savaş çıkarıp hem sömürüyü derinleştirip hem de üstüne silah satmaya çalışmanın açıklaması ne?medeniyet insanlık ve dürüstlük Avrupalılarda var öyle mi?hahaha komedi bunu söyleyenler ağır mal ve kanında o çomar dedelerinin kancık it atalarının sikik genleri geziyor!

Tüm bu gerçekleri yazıyorum! konuyla ne alakası var diyenler işte Osmanlı nın ve 2.Abdulhamit in yıkılması hal edilmesinin altındaki niyetin  hainliğin ne olduğunu taa bugün gelinen sonuçlarını yazıyorum ki daha iyi anlaşılsın işte!

İsrail ilk cumhurbaşkanı ve Siyonist lider Haim Weizmann Azriel; Biz Yahudiler orta doğuda yıkılmaz denen devleti (Osmanlı) yıkıp iki tane devlet kurduk. (İsrail ve Türkiye) Onlara öyle güzel sistem inşa ettik ki, Müslümanlar ve Türkler bize filistini vermeyen Abdulhamit’e en az 200 sene daha söverler” demiştir. Yine Weizmann, New york ta ki The new palestine gazetesinin 1923 ün Nisan baskısında ‘’Türklerin mağlubiyetine hizmet ettik’’ diyerek bunu itiraf etmiştir!


İsrail Başbakanı katliamcı bebek katili Binyamin Netanyahu, Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull'a hitaben, "Ülkemizi Osmanlılardan kurtardığınız için size borçluyuz" dedi..Turnbull da; ‘’aynen öyle bu nedenle israili en yakın zamanda ziyaret etmekten zevk duyacağım’’ dedi! Halen daha alenen tüm dünyanın gözü ününde bunlar söylenirken weizmann ile netanyahu ile turnbull ile bir olup osmanlıyı gömmeye çalışmak adilik değil de nedir?

2.Abdülhamid: ‘’Kudüs’ü 150 milyona Yahudiler’e neden satmadım?’’

İttihatçılar Abdülhamid’i tahttan indirip Selanik’e gönderdikten sonra, Hakan, Suriye’deki Şeyhi Mahmud Ebu Şamat’a bir mektup yolluyor:

Şeyhin torunu, Ammar Ebu Şamat ilk kez mektubun içeriğini açıkladı.


Mektupta, Abdülhamid, selam, sevgi ve muhabbetlerden sonra şöyle diyor:

“Ben halifeliği kendi isteğimle terk etmedim. Ancak ve ancak, ‘Jön Türk’ adıyla bilinen, İttihat Cemiyeti’nin önde gelenleri beni öylesi bir kıskaca aldı, öyle baskılar uyguladı ki sonunda halifeliği terk etmek zorunda kaldım.

Bu İttihatçılar, Filistin’de Yahudiler için bir vatan kurulmasını kabul etmem konusunda ısrar ve baskılarını sürdürdüler.
“Onca israr ve tehdite rağmen, ben bu teklifi kesinlikle kabul etmedim! Sonunda tam tamına 150 milyon altın İngiliz lirası vereceklerini söylediler. Bu teklifi hiç düşünmeden, elimin tersiyle geri çevirdim. Ve dedim ki: “Değil yüz elli milyon, dünyanın bütün altınlarını verseniz, bu teklifinizi kabul etmem! Ben otuz yıldan çok Millet-i İslamiye’ye ve Ümmet’i Mu hammediye’ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların, ve ecdadımın adına kara çaldırtmam. Ben bunları söyledikten sonra Hal’ime kesin karar verdiler. Selanik’e sürgün gönderileceğimi söylediler, kabul ettim.”
Aile mektubu bir yüz yıldan bu yana özenle saklıyor. Çok büyük paralar önerilmiş mektubu satın almak için. Sonunda, aile büyüğü Dr. Faruk Ebu Şamat, bu mektubu Devlet Başkanı Beşşar Esad’a göndermiş. Korusun ve mektup güvencede olsun diye.

Hala Kızıl Sultan diyeniniz var mı Abdülhamid’e? Varsa sözün bittiği yere geldik demektir!


Tüm hayal kırıklıklarını şiirleriyle dile getiren Rıza Tevfik, bir hayal kırıklığına da Meşrutiyet ilan olunduktan sonra kendilerine destek vermesini bekledikleri İngilizlerden yaşar. Abdülhamid’e rağmen Meşrutiyet’i getirmelerine karşın, bekledikleri desteği yabancı ülkelerden göremeyen Jön Türkler’in ne kadar hayal âleminde yaşadığını Rıza Tevfik’in İngiltere’nin Türkiye büyükelçisiyle arasında geçen şu konuşma açıkça ortaya koyar:
“İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Lord Nicholson:
‘Dostum Rıza Tevfik Bey… Biz Jön Türkleri teşvik ettik. Onlardan büyük neticeler bekliyorduk, ihtilâl olacak; istibdad ile beraber Sultan da bahusus temsil ettiği hilafet müessesesi de alaşağı edilecekti. Fakat aldandık. Beklediğimiz neticeyi alamadık. Zira ihtilâl yaptınız, gerçi Kanun-u Esâsı geldi, fakat Sultan da ve hele hilafet müessesesi de yerinde baki…’
Rıza Tevfik:
‘İngiltere devlet-i fahimesini, hilafet müessesesi bu derece şiddetle neden alâkadar ediyor?’
Nicholson:
‘Ha… Dostum Rıza Tevfik Bey… Biz Mısır’da, bilhassa Hindistan’da, İslâm kitlelerini idaremiz altına alabilmek için milyonlarca altın harcadık, muvaffak olamadık. Halbuki Sultan? Yılda bir defa bir ’selâm-ı şahane’, bir de ‘Hafız Osman hattı Kur’an-ı Kerim’ gönderiyor, bütün İslâm ümmetini, hudutsuz bir hürmet duygusu içinde, emrinde tutuyor. İşte biz ihtilâlden ve siz Jön Türkler’den ihtilâl sonunda sultanların da, hilafetin de, yani bir selâm-ı şahane ve bir Hafız Osman Kur’an’ıyla kitleleri avucunda tutan kuvvetin de devrilmesini bekledik, aldandık, işte bu sebeple bir soğuk adem-i kabul gördünüz…”
Rıza Tevfik, işte o zaman Meşrutiyet’i getirmekle kimlere nasıl bir hizmette bulunduklarının farkına varır ve Meşrutiyet’i getirmekte aceleci davranmayan Abdülhamid’in ne kadar haklı olduğunu anlar. Kaleminden şu mısralar dökülür pişmanlıkla;

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör pezevengin bak günâhına.


Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.


'Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.


Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.

Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!

Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
.................. pis külâhına.

Haddi yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı kazâya boyun verenin.
Lânetle anılan cebâbirenin
Bu, rahmet okuttu en küstâhına.

Çok kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle eren pek bahtiyardır,
Harab büldânın şen sabahına.

Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem Peygamberine, hem Allâh'ına.

Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.
-Rıza Tevfik Bölükbaşı

2. Abdulhamit berbat bir haldeki devletin başına katiller ve hainler  tarafından yanlışlıkla çıkarıldı ve o zamanlar balkan ülkeleri isyan ve bağımsızlıklarını ilan etmişler Rusya savaş ilan etmeden saldırıya ve işgale başlamış Avrupa sömürgeci devletleri ise içeriden hainleri her türlü siyasi maddi ve medya aracılığı ile destekleyip osmanlıyı iyice zayıflatıp sonunda parçalamak ve topraklarını bir domuz gibi sömürmek için her türlü adiliği yapmaktadırlar!Osmanlı da meclis ve kabineler vardı ve önemli siyasi mevkilerin Avrupa başta olmak üzere elçiliklerin büyük bir kısmı azınlıkların eline geçmişti bu azınlıklar da Bağlı oldukları maaş ve imkanlarını kullandıkları devletlerine ihanet içinde idiler bir de bunlara beyni yıkanmış kanı bozuk çomar mankurtlar katılmış devletin dibini oyuyorlardı içten içten!


2.Abdulhamit e karşı ‘kızıl sultan ‘ iftirasını Fransız bir orospuçocuğu olan albert vandal adlı bir yazar ortaya attı! Bunun nedeni destekledikleri Ermenilerin isyanını ve Rumların ihanetini 2.Abdulhamit’ in sezip engellemesi ve isyanları bastırmasıydı! 2.Abdulhamit zamanında toplam 5 tane adam cezası verildi ve yalnızca 1i uygulandı!Ulu hakan kendisine suikast düzenleyen ermeniyi bile affetmiştir! Buna karşın vandalın Fransız köpekleri Osmanlı ortadan kaldırıldıktan sonra afrikada ki masum halka karşı yaptıkları soykırım işkence ve tecavüzleri ise göz ardı ederler hadi bunları geçtim bu amkmun vandalının kızıl sultan kanlı sultan iftirasını içimizdeki çomarlar da aynı şekilde kullanarak halen daha köpekliklerini yapmaktan geri kalmazlar!Eee ne demişler bu ülkenin haini hiç bitmez ama ne yaparlarsa yapsınlar asla kazanamayacaklar ve Türk İslam güneşi sonsuza dek var olacaktır!


2. Abdulhamit hakkında;

-Atatürk, kaypak Nazif Tepedelenlioğlu nun 1937 de Makedonya adlı saçma sapan yazı dizisinde Büyük hakan hakkındaki adi iddialarına karşılık kaypağı yanına bizzat çağırtarak 2. Abdulhamit için; ‘’Bak çocuk kişisel kanım,Tecrübeler göstermiştir ki;etrafı düşmanlarla çevrili ve içeride yaşayan türlü halkların kuşkulu durumuna rağmen büyük bir devlette hele ki 19.yy. ın sonlarında Abdulhamit in yönetimi büyük bir hoşgörü timsalidir!’’

-2.Abdulhamit in halifelik ve Türklüğün getirdiği birleştirici gücü çok iyi kullanması ve dış siyaseti şekillendirip hiçbir ülkeye bağımlı olmayacak ama aynı zamanda da avantajlı bir ittifağa açık kapı bırakan bir siyaseti akıllıca uygulamaya koymasına karşı Almanların babası olarak bilinen ünlü Avrupalı tarihi kişilik Bismarck; ‘’dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı 2. Abdulhamit’te ,5 gramı bende kalanı da diğer siyasetçilerin tümündedir ancak!’ demiştir.Yine Bismarck 2.Abdulhamit in muhteşem bir diplomat olduğunu ve ona adil davranılmadığını da açıkça itiraf etmiştir!

-Alman imparatoru ve Prusya Kralı 2. Wilhelm ;’’ Fransa kralı ile görüştüm aşağı buldum.Japon imparatoru ile görüştüm basit buldum.
İngiliz kralı ile görüştüm kendi ayarımda buldum.Ne zaman ki Osmanlı Sultanı 2. Abdulhamit Han ile görüştüm heybeti,zekası ve nezaketi karşısında beni bir titreme aldı.’’



 - Objektif yunanlı yazar Michel de Grece ;’’Genç yaşta tahta çıktığı zaman öylesine mücadele eder,öylesine saldırılara göğüs gerer ve öylesine vuruşur ki sonunda Avrupalılar tahtta Sultan Abdulhamit bulunduğu sürece Osmanlı devletini yok edemeyeceklerini anlarlar.Bu yüzden Sultan Abdulhamit i devirmek için ellerinden geleni yaptılar ve tahttan indirdiler.Sultan Abdulhamit indirilir indirilmez İngiltere petrol kuyularının üzerine atladı!’’

- Yine muhalif düşüncedeki,ittihatçı düşüncenin öncü isimlerinden Enver paşa,yaveri mersinli Cemal paşa’ ya; ‘’Paşam Tüm ef’ailimin hesabını vermeye hazırım! Turan yapacaktık viran olduk! Bizim en büyük günahımız,hatamız Sultan Hamid i anlayamamaktır! Yazık paşam çok yazık!Siyonistlerin oyununa alet olduk ve onların hiyanetine uğradık!’’
Sözü 31 mart oyunu adlı yazısında Vehbi Vakkasoğlu tarafından aktarılır.

-Türkçü düşüncenin öncüsü Nihal atsız Abdulhamit için;’’Bu dünyada herkes bir çok şeyin cahilidir yeter ki kendi işinin cahili olmasın! Kendi işinin ehli olduğunu binbir delille ispat etmiş bulunan sultan Abdulhamit han ise asla cahil değildir.Onun bir yüksek okul ve hatta lise diploması yoktu fakat hususi öğretmenlerle hayattan ve içinde yetiştiği büyük ve muhteşem hanedandan çok cevherli şeyler öğrenmişti.’’


-İngiliz donanmasında yetişmiş Osmanlı da amirallik yapmış olan Sir Henry Woods paşa’nın the truth about asia minor adlı kitabında ermeni sorunundan ve Ermenilerin ruslardan yardım istemesinin büyük bir hata olmasından bahsederken  ; ‘’Bana göre Sultan Abdulhamit gelmiş geçmiş Osmanlı padişahları arasında en müstesna mevkii işgal edenlerden biridir.Osmanlı devteinin kuruluşundan beri gelen en başarılı hükümdarlardandır.Çok sakin ve gösterişten uzak bir halde yaşardı.Bir meseleye çözüm ararken mütehassıslarını dinler ancak onların fikirlerine esir olmazdı.Şehzade iken de akıllı ,nazikti ve İstanbul a gelen seçkin Avrupalılar kendisini ziyaret etmek isterdi.’’

-ege bölgesinde savaşmış ittihatçı ve komitacı eski cumhurbaşkanı muhalif Celal Bayar; ‘’2. Abdulhamit kendisine muhalefet edenlerle ilgili  hakimlere,davalara ve mahkemelerin kararlarına karşı hiçbir hareket ve teşebbüste bulunmamıştır.Esasen adalet ve kaza hakkına bağlı işlerin sorumluluğunu adliye nazırı Abdurrahman Paşa ya bırakmıştı.Adliye işlerine karışmazdı.Abdurrahman paşa da bu konularda ziyadesiyle dikkatli ve ciddi idi.Müdahale, kimden veya nereden gelirse gelsin asla kabul etmez,reddederdi.2.Abdulhamit paşa nın bu tutumunu takdirle karşılardı.Bu Yüzden Abdurrahman paşa zamanın adliyesi ve kaza organlarının başında bulunan hakimleri,vasıfları ve feragatleri bakımından bugün için bile aranacak değerli şahsiyetlerdi.2. Abdulhamit idam cezasından da hoşlanmazdı.’’


-iyi bir eğitim almış analiz yeteneği ve hassas bir döneme tanıklığı ile saygın bir yere sahip Türk basın tarihinin önemli kişiliği Söyledikleri her daim dikkate alınan duayen Yazar Lutfi Simavi 2.Abdulhamit için; ‘’Eğer tahtta kalsaydı İtalyanlar Trablusgarp a giremezdi ve bu meseleyi sulh yoluyla hallederdi.Balkan Muharebesinin önüne geçer ve bu milleti delicesine 1. dünya harbine sokmazdı! Demiştir.

-Cumhuriyetin kurucularından siyasetçi Ali fethi Okyar; ‘’Hayatımda sultan Hamit kadar nazik,terbiyeli buna rağmen karşısındaki ile mesafesini muhafaza edebilen bir şahsiyet görmediğimi söyleyebilirim.’’

-İşgal döneminin şairlerinden ,işgale karşı kara bir gün yazısı ve pier loti deki eleştirel söylevi nedeniyle malta ya sürgün edilmiş Süleyman Nazif Abdulhamit yönetimini yücelten şiirinde;’’Padişahım gelmemişken ya da biz,İşte geldik senden istimdada biz,öldürürler başlasak feryada biz,hasret olduk eski istibdada biz.’’

-Hollandalı Tarihçi Erik Jan Zürcher; “Döneminde, eğitim, idare, adalet ve iletişim gibi birçok alanda ıslahat yapıldı ya da yapılan ıslahatlar genişletildi. Eğitim ve iletişim alanlarındaki ıslahatlar özellikle kayda değerdir. Abdülhamid döneminde, kitapların, dergilerin ve gazetelerin tirajı çok büyük ölçüde artmıştır. Bu yayınlar, modern bilim ve teknoloji ile imparatorluk dışındaki dünya hakkında halkın aydınlanmasını sağlamıştır.”

-ingiliz devlet adamı sir Edward grey 2.Abdulhamit han ın ölümü üzerine;’’Ne büyük kayıp!Hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti! ‘’ demiştir.

-Meşrutiyeti destekleyen sözde din alimi siyasetçi ,2.Abdulhamit in tahttan indirilme fetvası adlı müsveddesini kaleme alıp meclis kürsüsünden okuyan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır;’’Hayatımda yaşadığım en büyük hata;Sultan Hamid’in hal’ine karışmamdır!’’



-Reşid efendi takma adıyla Padişaha yakınlaşan Macar asıllı  ispiyoncu sahte derviş ve İngiliz ajanı aynı zamanda Türkolog Arminius Vambery’in in 2. Abdulhamit han hakkındaki itirafı ;’’Padişah,elindeki tüm imkanları seferber ederek,her fırsatta hayırseverliğini göstermekten kaçınmamaktır.Eğitim ve sağlık hizmetleri için yorulma bilmeden çalışmaktadır.Padişahtan korkabilirsiniz hatta nefret bile edebilirsiniz ama onun çalışkanlığını ve adaletini inkar edemezsiniz.Savurganlığa son veren tutumuyla Türk maliyesini ıslah etmiş ve ülkeyi baştan başa demiryolu ile döşetmiştir.Türkiye canlanmasını padişahın enerji,ustalık ve vatanperverliğine borçludur.Sultan Hamid in bu açıdan değeri hiçbir zaman inkar edilemez.’’Bir gezgin ve gözlemci olan Vambery ayrıca şark tahtında oturan en olağanüstü prens olarak 2. Abdülhamit han ı göstermiş, "Kuzey afrika'da şeyh Sunusi, Afganistan'da kabil başmollası, Orta asya'da Buhara kadısı ve Hindistan,Cava ve Çin dini liderleri padişahın emrindedirler. İslam birliği fikrinin hiçbir zaman Abdülhamid'in saltanatındaki kadar güçlü olmadığını söylemekle şüphesiz ki mübalağa etmiş olmam!"demiştir.


-Monarşi meşrutiyet ve cumhuriyet dönemleri gibi önemli ve uzun bir döneme tanıklık etmiş Türk gazeteci tarihçi ve geniş kitleler tarafından okunmuş dikkate alınan yazar Ahmet Rasim 2.Abdulhamit Han a hitaben;’’Sen değil naaşın hükümdar olsa elyaktır bizlere.Dönsün etsin Taht-ı Osmaniye tabutun cülus’’ demiştir.

-Sosyolog Şerif Mardin; “Bugün, yapılan her araştırma, Abdülhamid devrinin, bir açıdan önemli bir “modernleşme” devresi olduğunu daha açık bir şekilde göstermektedir.” Der.


-ve Üstad Necip Fazıl ; ‘’Abdulhamit i anlamak her şeyi anlamak olacaktır! ‘’ diyerek Abdulhamit han ve döneminin Türk ve İslam dünyası açısından hata ve ihanetin tekerrürü bakımından ne kadar önemli olduğunu çok güzel bir biçimde vurgular!bizim bu makaleyi yazmamıza da ilham olurlar.



2.Abdulhamit in özellikleri;

-Erken yatar ve çok erken kalkar uzun saatler boyunca çalışır bazen yemek yemeğe de zaman bulamazdı.Önemli bir olay olduğunda o az uyku zamanında dahi olsa uyandırılması emri kesindi.Çalışkanlık onun en büyük özelliğiydi.


-Mahremiyete ve gizliliğe önem verirdi!Bu onun dehası ile birleşmiş gençliğinde yaşanan olaylar, hassas dönemler ve zor şartlar onun bu yönünü kuvvetlendirmiştir.Bu türk tarihinin en etkili istihbaratının kurulmasında faydalı olmuş bu özelliği ondan daha fazla çekince duyulmasına ve daha ağır iftiralar atılmasına da zemin oluşturmuştur!

-Gerçek bir Sanatçıydı.Sanatı ve sanatçıları severdi.Usta bir marangozdu ve muhteşem sanat eserleri vermiştir.Uzun mesai saatlerinde dinlenmek için ve tek eğlence kaynağı ahşaptı ve sarayda özel bir marangozhanesi vardı.Eserleri bugün dahi müzelerde üniversitelerde bulunur hatta bazıları halen daha kullanılır.Ayrıca fotoğrafçılığa meraklıydı ve büyük bir fotoğraf koleksiyonu vardı.Devasa albümleri vardı ve bunları elçileri ve devlet adamlarını etkilemek için kullanırdı.Tiyatro ve operaya tutkundu ! müziği çok severdi ve ülkenin bir çok yerinde halka bunların icra edilmesi için destek ve teşvikte bulunmuştur!Sanatı evrensel olarak görmüştür!batı sanatını severdi fakat yerli türk sanatının da destekçisi olmuştur!edebiyatı ve romanları severdi özellikle polisiye romanları beğenirdi.


-Eğitime ve gelişime yenilikçi ve modern reformcu yöntemlere önem verirdi.Onun dönemimde her alanda geri kalan Osmanlı devleti sanat bilim imar ve teknolojide avrupayı yakalayabilecek seviyeye gelmiştir! Her köye cami yanında medrese okul idadi veya rüştiye kurma amacı fakülte ve üniversiteleri doğurmuştur.Fransız tarihçi François Georgeon ve Amerikalı Tarihçi Bernard Lewis te eserlerinde bunu itiraf etmişlerdir.döneminde her yıl ortalama 400 ilk okul açtırtmış olan bu ılu hakan tam 33 yıl iktidarda kalmıştır hesap edin böylece ilkokulları köylere dek onun zamanında sokmuş eğitim köylere dek girmiştir.1877 de 200 adet olan okul sayısını 1905 te 9347 ye çıkararak açıkça rekor kırmış iftiracıların suratını kızartmıştır (tabii kızarırsa) Haydarpaşada ki tıbbiye binasının temellerini attırmış ,askeri tıbbiye ve sivil tıbbiyeyi birleştirip düzenleyerek tıp fakültelerinin kurucu temelini atmıştır.



Sadece bununla kalmamıştır, tam bir eğitim kurucusu ve öncüsü olan ulu hakan Harp okullarının temelini oluşturan Mekteb-i Harbiyeler, Siyasal Bilgiler Fakültesinin çekirdeğini teşkil eden Mekteb-i Mülkiye, Hukuk Fakültesinin temelini atan Mekteb-i Hukuk, Ziraat Fakültesinin alt yapısını oluşturan Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi, Mühendislik Fakültesinin temeli olan Hendese-i Mülkiye Mektebi, Güzel Sanatlar Fakültesinin başlangıcı olan Sanayi-i Nefise Mektebi, ipekböcekçiliğine zemin hazırlayan Harir Darütta’limi ve Harir Darüt-tahsili mektepleri, Bağcılık ve Aşıcılık Okulu, Orman ve Madencilik Okulu, Polis Okulu, hatta Ankara Numune Çiftliği içerisinde açılan Çoban Mektebi ninde kurucu ve öncüsüdür!Cumhuriyet dönemimdeki .çoğu doktor bilgin profesör siyasetçi kumandan mühendisler mimarlar avukatlar öğretmenler memurlar..vb hep onun kurduğu ve yaptığı modern okullarda yetişip mezun olmuşlardır ve bu gerçeği kimse inkar edemez!buna nankörlük yapabilirler ama inkar edemezler!Abdulhamit Avrupa ya da eğitim almaları ve orada yetişip görüp öğrenip ülkelerine faydalı olacak insanlar olarak geri dönmeleri için genç öğrenciler gönderdi.,Lakin bunların çoğu genç Türkler yada jöntürkler olarak bilinen devletin parası ve imkanıyla avrupaya gidip yaşayan lakin orada kanlarını ruhlarını satarak devletine ihanet ve nankörlüğe bulaşan birer kancık köpek olarak dönmüşler ve ilk işleri de şerefsizce devletlerine ihanet etmek ve emperyallerin altına yatmak olmuştur.


-Hayvanseverdi.Özellikle Atları çok severdi ve iyi bir biniciydi.Yine en iyi dostu Ferhan adlı atıydı ve sultan ona binmek istediğinde hafifçe eğilmesi ile hayranlık uyandırırdı!

-Çiçekleri ağaçları ve doğayı severdi sarayın her yanını özel çömleklerde yetiştirdiği bitki ve çiçeklerle donatırdı özel bahçeleri vardı ve bunlarla ilgilenmeyi çok severdi!hayvanları da çok seven sultan bahçede türlü hayvanları beslerdi özellikle yıldız sarayındaki çok meşhur ve güzledi daha sonra yıldız baskınında bu bahçeler mahfolmuş bitkiler ezilmiş bazı hayvanlar ya o baskında yada sokaklarda telef olmuştur!


 -İmar ve proje adamıydı.Haliç ve boğaz köprüleri onun fikriydi.fakat zor şartlar nedeniyle zamanında gerçekleştirmedi.Buna karşın ülkesini demiryolları ile donatmıştır bunlar cumhuriyet döneminde de milletine faydalı olmuş halen daha faydalı olmaya devam eder.Yine uygulanacak tüp geçit projesi de onundur!çiftçiliğe destek için ziraat bankası açılmış,kurak yerlere su sağlamak için çalışmış ünlü hamidiye suyu da onun eseridir.Yine bir çok çeşmeler inşa ettirmiştir.



-Üstün bir siyasi deha ve diplomasi uzmanıydı.Öngörülü ve Tedbirliydi.İç siyasette olduğu kadar Dış siyasette de etkiliydi!Filmlere konu olan Ertuğrul gemisi de onun Japonya ile yakın ilişkilerinin bir göstergesiydi.Kendisi içine kapanık bir kişiliğe sahip olan sultan dış siyasette aşırı açık aktif ve olabildiğince geniş bir coğrafyada etkili ilişkiler ve ittifaklar kurdu!yerine göre nasıl hareket etmesi gerektiğini bilir bazen şaşırtıcı hamleler yapardı blöf yeteneği çok yüksekti.Casusluk faaliyetlerinin önemini biliyordu ve bunu çok iyi kullanıyordu!kendisine suikast düzenleyen belçikalı sosyalist joris i affedip ajan olarak kullanmıştır!Tüm bunlar ona saygı duyulduğu kadar korku ve çekince duyulmasına da neden olmuştur.


-İnançlıydı.Yatsı namazından sonra yatar sabah namazı okunmadan kalkardı.devlet işlerinde ve yazışmalarda her daim abdestli imza atardı.Çalışmalarına çoğu zaman sadece namaz vaktinde ara verirdi!
Bu onun gözüpek,sağlam duruşu ve muhteşem karakterinin de özüdür!

-Merhamet dolu ve yardımseverdi.Annesi 10 yaşında iken ölen sultan öksüzlüğü yaşamış ve bu onun muhteşem kişiliğini etkilemişti.Bu nedenle ince ruhlu nazik empati yapabilen içine kapanık mülayim üzgün ve yalnız bir halde kasvetli ve aynı zamanda heybetli bir hali vardı ve bu onu gören herkesi derinden etkiliyordu.Bu özellikleri ile yalnızlık ve öksüzlüğün mahrumluğun ne olduğunu çok iyi bilen sultan her daim fakirlere ve çocuklara öksüz ve yetimlere borçlulara yardım etmeyi asla ihmal etmemiş cömert ve iyi kalpli bir insandı.


-Temizliğe titizliğe ve disipline önem verirdi.Yanında her daim kolonya bulundururdu.düzenli ve titiz olmasının getirisi olarak çalışmalarında büyük bir disiplinine sahipti!

-Nişancılığı ve atıcılığı muhteşemdi.Silahları severdi.madalyaları ve paraları tam ortasından vuran mermiyle tahtaya adını yazan sultan bunu asla avcılığa yöneltmemiştir.Onun atıcılık ve silaha olan ilgisini bilen misafirleri ve Avrupalı elçiler de hediye olarak bir çok farklı model silah hediye etmiş ve yıldız sarayında bunların bulunduğu bir müze yapılmıştır!


-Adil ,naif ,Tutumlu ve mütevaziydi.Adalete çok önem verirdi.Bu konuda en dürüst ve şefkatli namuslu insanları seçip görevlendirmeyi işi adalet konularında ehline vermeyi bu konudaki sorumluluğunun farkında olarak bilir ve yapardı.Bir çok yerde hukuk fakülteleri açmıştır ve Adaleti teşvik eder mahkemelere asla etki ve müdahalede bulunmazdı lakin idam cezasını sevmediğini her daim hissettirirdi.İsrafı sevmezdi tutumlu ve mütevazi olarak yaşardı bu özelliği onun devletin mali yapısını düzeltmesini ve borçlarının neredeyse tamamını da ödemesini sağlayan tedbirleri alan kişiliğinin bir getirisidir. Tutumluydu ama asla cimri değildi kişisel harcamalarını daima kendi hesabından yapan ,hayırseverliği tartışma götürmeyecek kadar ortada olan bir Sultan öksüzlüğün yalnızlığın zor bir gençlik yaşamışlığın ve gördükleri ihanet ve kalleşliğin etkisi ile heybetli soğuk pek gülmeyen donuk bakışlı gereksiz konuşmayan bir kişiliğe sahipti ama bu görünüşünün arkasında yumuşak yapılı merhametli naif ve nazik bir insan yatardı.Bunu onu yakınen tanıyan onu ziyaret eden ve onunla konuşan herkes itiraf eder.Onun bu ne yapacağı ne düşündüğü anlaşılamayan zıt kişiliği de rakiplerinde ve yabancılarda ikilemlere korkuya çekincelere ve boyun eğmeye neden olmuş hasımları ona alenen meydan okumak yerine her daim hain satılmış köpekler ve böceklerle casuslarla içeriden sırtından vurarak onu alt etmeye yönelmelerine neden olmuştur.Sultan 2. Abdulhamit han buna rağmen o en zor dönemlerde tam 33 yıl ülkeyi yönetmeyi başarabilmiş ama eninden sonunda ‘namertliğe dağlar dahi dayanmaz’ deyişinin gösterdiği gibi namertçe tahttan indirilmiş ve sürülmüştür.



Büyük Hakan 2.Sultan Abdulhamit Han ın Hal’i

Adi çıkarcı ittihatçı kumandan Mahmut şevket paşa sözde 31 mart olayı olarak bilinen vakada isyan bastırmak adına ‘hareket ordusu’ adlı sikilmiş balkan çetecisi darbeci bir yapılanmayı hayata geçirdi.Çoğu azınlıklardan ibaret ahmak sivil halkın da desteğini alan bu adi herif sivil isyanı kanlı bir biçimde bastırıp kafasına göre mualiflerini idam ettirir bu olayın suçu da planlı olarak 2. Abdulhamit e atlılır!Oyun içinde oyun bu oyunun sonu asıl hedefe yöneltilir ;Yıldız sarayının basılmasına, tarihi eserlerin ,kütüphanenin,değerli eşyaların yağma talan ve hırsızlık edilmesine ve 2.Abdulhamit in tahttan indirilmesine …

Abdulhamit düşmanı embesil çomar Tevfik Fikret bile buna dayanamayıp ‘han-ı yağma’ adlı şiiri yazmıştır.Ama bugün halen daha bu olayı 2. Abdulhamit e mal ederek iftira ve çomarlık peşinde koşanlar var! Mahmut şevket Askerlik hayatı boyunca ,dört bir tarafta cepheden cepheye koşup savaşan zor durumdaki devleti adına hiçbir savaşa katılmayan, Selanik savunması ve balkan harbinde görev almayı reddeden ama hareket ordusu adındaki sikindirik birliği ile askerlik hayatı boyunca tek icraati olarak devlet idarecisini ve mensup olduğu ittihatçı çomarlar içindeki muhaliflerini sırf çıkarı için darbe yaparak indirip yok etmek olan bu yavşak herif olayların başlangıcını tetiklemişti.Daha sonra da kendisine mebusluk verildi tabii.Yavşak Mahmut şevket kökten ittihatçıydı ama diğer ittihatçılar ile anlaşamıyordu muhalifi çoktu ve sonunda baskıya dayanamayarak istifa etti.Hiçbir zaman düşmana kurşun sıkmamış ama kendi devletine baş kaldırmış Bu darbeci yavşak daha sonra Babıali baskınının öncülüğünü yaptı ve bunun karşılığında da bu sefer sadrazamlığa getirildi!bu durum muhalifleri iyice kızdırdı ve sonunda 1913 ün hayırlı bir gününde bir grup suikastçi tarafından arabasında kıçı kurşunlanarak infaz edildi.Tabii bu durum da yine ittihatçıların muhalif avı ve idamların darbe ve baskılarının bahanesi oldu!



Tüm bunlar 2. Abdulhamit ten sonra ülkenin nasıl bir kaosa sürüklenmeye başladığının sadece en basit ve küçük bir örneği!zaten
 2. Abdulhamit Han tahttan indirildikten sonra ittihatçılar için ;’’bunlar benden sonra ülkeyi 10 yıl dahi götüremezler’’ demiş ve tahttan indirilkiten 9 küsür yıl sonra ittihatçıların hain ve ahmaklık dolu siyasetleri sonucu Osmanlı devleti işgale uğrayıp fiilen son bulmuştur!



Meşrutiyet yanlısı siyasi dinci Elmalılı Hamdi mecliste kürsüden 2. Abdulhamit in hal edilmesi fetvasını okuyordu.

Bu sözde fetvayı ve meclis kararlı adlı müsvetteleri eline alıp Yıldız Sarayına gelip 2.Abdulhamit in indirilmesini gerçekleştirilen 4 şerefsiz soytarı;

1) Ermeni Ayan (Senato) üyesi Aram Efendi,
2) Draç Mebusu Arnavut Esad Toptani (sonradan 'hizmetlerine mukabil’ Paşa yapılacaktır),
3) Yahudi Selanik Mebusu Emanuel Karasso
4) Abdülhamid Han'ın vaktiyle nice iltifatına mazhar olarak Koramiralliğe kadar yükselmiş bulunan Arif Hikmet Paşa.

Bunlardan esad toptani adlı ruhu sikilmiş yavşak kancık hain balkan harbinde işkodra savunma savaşında askerlerimizin başındaki Hasan Rıza Paşa’yı öldürtüp şehit  ederek kaleyi Karadağlılara teslim etmiş kanı bozuk hain bir piçtir.Bunu bir de vatansever diye halkımıza yutturmaya çalışırlar. Emanuel Karasso ise yukarıda bahsettiğimiz gibi 33. derece mason olan Siyonist Yahudi bir piçti.Osmanlı sarayına ve devlet kurumlarına sızmış hain kahpe bir mikroptu ve sonunda amacına ulaştı!


Masonların yayın organı Tesviye dergisinin editörü üstat Mason Celil Layiktez de "islam Ülkelerinde Masonluk" başlıklı makalesinde Osmanlı Devleti'nde masonluğun nasıl kökleştiğini anlatır. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesine giden süreçte masonların oynadığı rolü anlatan Layiktez'in "Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" ve "Sultan Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ eden beş milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı Masondu" tespitleri dikkate değer.

işte 31 Mart olayıyla İttihatçılar tarafından tahttan indirilip Selanik'e gönderilen Sultan II. Abdülhamid'in, bu dönemde Suriye'deki şeyhi Mahmut Ebu Şamat'a yazdığı Filistin mektubundan dikkat çeken satırlar:


"Ancak ve ancak 'Jön Türk' ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti'nin rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilâfet-i İslâmiyeyi terke mecbur edildim. Bu ittihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. Bu ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim. Bilâhare yüz elli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaat ettiler. Bu teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum: 'Değil yüz elli milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslâmiye'ye ve Ümmet-i Muhammediye'ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslâmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem' diye kat''î cevap verdikten sonra hal'imde ittifak ettiler. Ve beni Selanik'e göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ettim ve Allah Teâla'ya hamd ettim ki ve ederim ki; Devlet-i Osmaniyye ve Alem-i İslâm'a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan oldu. Ve bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteal Hazretlerine hamd ederim."


Yılmaz Öztuna, Abdülhamid Han'a tahttan indirilme tebligatını yapanların akıbetlerini şöyle anlatıyor:
   "Karaso, İtalya'dan para alan bir casus olup Libya'nın İtalya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış, sonradan İtalya'ya kaçmış bir vatan hainidir. Ermeni Aram Efendi, Ermeni ihtilal komiteleri ile yakın ilgisi olup Sultan Abdülhamid'den Ermenilerin intikamını almak için Abdülhamid'i tahttan indiren ekibe sokulmuştur. Jandarma Paşası olan Es'ad Toptani, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklali için silah çekmiş ve sayısız Türk'ün kanma girmiş bir adamdır. Arif Hikmet Paşa sonraki yıllarda karanlık siyasî hayatı olan bir denizcidir."

Büyük Türk hakanı sultan 2. Abdulhamit Han 10 Şubat 1918 de sürgünde olduğu Beylerbeyi sarayında Hakkın rahmetine kavuştu.Ruhun şah olsun büyük hakan Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun!



2.Abdulhamit in sözleri;

-Hak isteyenin hakkını verin baş kaldıranın da başını kesin!
-Benim zamanımda (savaş yüzünden) Allah ın kulları ayaklar altında kalacaksa cenab-ı hak ruhumu alsın!

-Beni ben olduğum için parçalasalar,cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,hanedanımı çoluk çocuğumu gözlerimin önünde parçalasalar
Onlara hakkımı helal ederim de sırf Peygamberin izinde olduğum için bunu bana yapanlara hakkımı helal etmiyorum1

-Bizi yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır!

-Allah ım! mukaddes isimlerine kurban olduğum Allah ım!
Ya adil! Bana kızıl sultan lakabını takan ve devrilmem için her şeyi yapan ermenileri,şimdi beni devirenlere (ittihat terakki) parçalatıyorsun!

- Ben her caminin yanında bir mektep görmek isterim!şunu iyi bilin ben okumuş adamdan asla korkmam.beni bu konuda vsuçlayanlara soruyorum;ben hizmetkar bir padişah olmasam bunca okulu neden açayım?iki şey çok önemlidir;din ve fen!


- içinde devlete ihaneti barındıran kelleler ibreti alem için kesilip kanlarıyla vatan toprakları sulanmadıkça ihanetin önü kesilmez!

-Beni evhamlı sanıyorlar.hayır!ben sadece gafil değilim o kadar!

-Hangi taşı kaldırsam altından İngiliz parmağı çıkıyor!

-Çalışma odama Müslüman ülkelerin iyice yeşil renkte işaretlenmiş olduğu bir harita asmıştım!Elçileri özellikle İngilizleri her kabul edişimde parmağımla harita üzerinde gezdirip anlatıyordum!bu da onları endişelendirmeye yetiyordu!



-Savaş yalnızca sınırlarda olmaz.Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir!Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa,zafer tesadüfi yenilgi ise kaderidir!

-Benden sonra devleti 10 yıl idare etsinler,100 yıl idare ettik desinler!
(Söz konusu itithatçıların yönetimindeki Osmanlı 2.Abdulhamitten 9,5 yıl sonra çökmüştür)

-Yeniden canlanmak için Avrupa medeniyetini taklit değil,gücümüzün özü islama dönmek gerekir!

- İstanbul'un işgal ihtimaline karşın Eskişehir'e nakli için teklif getirildiğinde; " Ben burada (İstanbul Beylerbeyi Sarayı) kalmayı ve vatana dua etmekle geçirmeyi tercih ederim.. dedem Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşatınca Bizans imparatoru kaçtı mı ki? bana onun bile kabul etmediği sefil bir işi teklif ediyorsunuz? bu teklife nasıl oluyor da vicdanınız yatıyor ve diliniz varıyor! gerekirse biz de ölürüz, ölürüz de tarihe kaçak diye geçmeyiz!"

- kendilerine Kudüs ve Filistin topraklarının satılmasına karşılık olarak Tüm Osmanlı borçlarını sileceklerini söyleyen ittihatçı jön türk köpeklerin sahibi mason theodor herlz e ulu hakan 2. Abdulhamit han şöyle efsane bir sözle cevap verir;
‘’1 karış dahi olsa vatan toprağını satmam!Zira bu vatan bana değil milletime aittir!Milletim de ancak bu toprakları aldığı fiyata verir.Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır ve ancak kanla verilir!’’




 KÜNYE
Tür;Araştırma,Biyografi,Makale
İçerik;Tarihi,Politik,Stratejik
Kaynak;Araştırma
Dönem;Ocak 2018
Güncelleme; Yok


Bipolar Mutluluk / Euphoria of Gemini


Neden geceymiş gibi geliyor bugün
Burada bir şey yolunda değil sanki bugün
Neden çok mutluyum bugün
Bana tek kalan şey sensin bugün

Beni ilk etkileyen neyindi bilmiyorum
Yada aşkının nasıl beslendiğini, ama
Sadece ne hissettirdiğini biliyorum
Kalbimin derinliklerinde bir yere sahip olman


O içimde tuttuğum bir yüz gibi
Gözlerimi kapadığımda uyanan bir yüz 
Her uzanışımda izleyen bir yüz
Her aynaya baktığımda bana bakan bir yüz

Bu yüzden biliyorum ki yüzme ya da batma zamanı geldiğinde
Bu içimdeki yüz beni duyuyor  tam tenimin altından
Sanki arkasına bakıp duran bir paranoyak gibiyim
Bu kafamın içinde bir kasırga gibi
İçimdeki sesi duymayı engelleyemiyorum gibi
Aynadaki yüz tam tenimin altında gibi
Biliyorum içimde bir yüz var ve
Bana bütün hatalarımı belirtiyor


Senin de içinde bir yüz var ve
Her aynaya baktığında da sana bakan bir yüz
Beni ilk etkileyeni biliyorum ve neye dayanamadığımı da
Yaşadıklarımız gerçekçiymiş gibi davranman
Ne yapabileceğimizi anlayamıyorum, ama
Diğer ilişkiler gerçekçi olmayacak hiç bizaman
Gerçek biziz;sen ve ben

 Senin içinde tuttuğun bir yüz var
 Gözlerini kapadığında uyanan bir yüz
 Her uzanışında izleyen bir yüz
 Her aynaya baktığında sana bakan bir yüz
 Bu yüzden bilirsin ki yüzme ya da batma zamanı geldiğinde
 Bu içerdeki yüz seni daima izliyor tam teninin içinden
 Bir yüz içindedir tam teninin altında


Güneş batıyor

 Işığın bana ihanetini hissediyorum
 İçerdeki sesi duymayı engelleyemiyorum gibi
 İçimdeki yüz tam tenimin altında gibi
Aynaya yaklaşıyorum büyülenmiş gibi

Ve işte sen !!

Ve işte ben !!




KÜNYE
Tür;Sanat,Siir,deneme
İcerik; Siir,Nergis
Kaynak;Narkissos (siirlerim)
Dönem;Ekim 1999