Ulu
hakan büyük Türk sultanı 2. Abdulhamit han 21 Eylül 1842 de Topkapı sarayında
doğdu!Amcası Abdulmecit zamanında Avrupa ve Mısır a gezilere götürüldü.İşte bu
gezilerde gördükleri onu çok farklı bir düşünce ve kişiliğe soktu!O artık
sürekli bir kenarda durup köşeye çekilip gözlemliyordu,para piyasalarını takip
ediyor,bilgi getirecek kişileri tespit ediyordu ve tüm bunları aklına
yazıyordu!
Osmanlı
tahtında abisi 5.Murat bulunuyordu!Saray alem yerine dönmüştü!İttihatçı
jöntürkler saraya doluşmuş üyesi oldukları mason üstadları ve Avrupalı Fransız
ve İngiliz devlet adamları elçiler ve avrupadan getirilmiş fahişelerle sarayda
içkili danslı modern çağdaş bir eğlence alemi içindeydiler! 5.Murat ı da
parmaklarında kukla gibi oynatıyorlar alemlerde aklını çeliyorlardı!
Bu
eğlencelerin birinde Emmanuel Karasu adlı hain şerefsiz aşağılık bir Yahudi
piçi olan ittihat terakki üyesi 5.Murat ın yanına yaklaştı ve ara sıra sarayda
gördüğü kambur duruşlu, donuk ifadeli ,yalnız, sessiz, içine kapanık şehzade 2.
Abdulhamit i göstererek ‘’bu kim?’’ diye sordu!
5.Murat
ta ;’’O kardeşim Abdulhamit’tir.Safın tekidir.hiç konuşmaz,odasından pek
çıkmaz,arkadaşı da pek yoktur!ensesine vur ağzındaki ekmeği al hiç sesi
çıkmaz!’’ diye cevap vermiştir!
Gel
zaman git zaman alemlere sapkınlığa dalmış 5. Murat Allah tan belasını bulmuş 3
ay içinde delirmiştir!hal ve hareketleri konuşmaları öyle bir hale gelmiştir ki
o hain düzenbaz satılmış ittihat terakki jöntürkler ve ajanlar bu kadar kısa
sürede bir insanın bu hale nasıl gelebildiğine şaşırmışlardır!yapacak bir şey
yoktur!böyle bu haldeki bir adamı tahtta tutmak ve istediklerini yaptırmak
imkansızdır! Onlara artık yeni bir kukla gereklidir! işte o esnada satılmış
hain vatan haini piç Selanik yahudisi emmanuel karasunun aklına o eğlence aleminde
5. muratla yaptığı konuşma gelir. ’saf şehzade 2. Abdulhamit!’ensesine vur
ağzındaki ekmeği al! saf-salak ve kolayca oynatabilecekleri bir kukla olarak
düşündükleri Sultan 2. Abdulhamit i kendi elleriyle tahta geçirirler!
Lakin 2
Abdulhamit o ana dek tüm gençliği boyunca gözlemleri düşünce ve planlarını
devreye sokmaya başlar.O ana dek içinde sakladığı bilgi ve güç devreye girer ve
onyıllarca devleti ayakta tutar. Bu satılmış vatan haini ittihatçı jön türk
piçlerin ve bu köpeklerin ağababaları Avrupalı sikilmiş ajan ve köpeklerin
köküne kibrit suyu çakacaktır!Sultan2. Abdulhamit han tam 33 yıl ülkeyisağlam
bir duruşla yönetir hainlerin ve emperyal köpeklerin planlarını bozar!Osmanlının
yıkılışını ve Türk diyarının işgalini onlarca yıl geciktirir!
Eğer
büyük hakan 2. Abdulhamit han olmasaydı taa o zaman Anadolu parçalanacak, işgal
edilecek, bir çok Avrupa sömürgesi uydu devlet ve rum-ermeni ülkeleri kurulmuş
olacak İsrail projesi ta o zaman hayata geçirilecek ve avrupayı yakıp yıkan 2.
dünya savaşına gerek bile olmayacaktı!
İşte
bu nedenledir ki 2.Abdulhamit,Avrupa medyası ile mason dergilerinde ve
bunlardan beslenen sözde milli yapılanma ve zihniyetlerde kötü ve aşağı
gösterilir!ama mesela 5. Murat öyle değildir iyi gösterilir çünkü o bunların
kuklasıydı!
Bu
yavşak çevreler 2. Abdulhamiti baskıcı ve gerici olarak gösterirler gocuntuları
kuyruk acıları bellidir bu fahişe evlatlarının.
Osmanlı
nın borçlarını öne sürerek Onu kukla olarak kullanabileceğini pis amaçlarına
ulaşabileceğini sananlara karşı Duyun-u umumiye yi kurarak
O
Osmanlı borçlarını neredeyse yarı yarıya indirmiştir!
Duyun
u umumiye ile gelen mali sınırlamalara rağmen Anadolu ile mısır ve Suriye gibi
stratejik noktalarda çok önemli imar ve yenileme geliştirme çalışmaları
gerçekleştirmiştir!
‘Yıldız
istihbarat teşkilatı’nı o üstün zekası ve gençliğinden beri yaptığı araştırma
gözlem ve bağlantılarla 1880 yılında kurmuş ilk Osmanlı Türk padişahı
2.Abdulhamit han dır!Bu türk tarihinde ciddi anlamda kurulmuş ilk organize istihbarat
teşkilatıdır.Sonrasında Enver paşanın efsaneden öteye gitmeyen teşkilatı
mahsusa sı ile hiçbir etkisi olmayan MİT te dahil olmak üzere etki alanı ile
istihbarat ağı ve kapsamı olarak yanına bile yaklaşanı
kurulamamıştır.2.Abdulhamit in kurduğu Yıldız İstihbarat teşkilatının en önemli
darbesi İngiltere ye karşı İrlanda kurtuluş örgütü IRA nın kurulup
desteklenmesidir!Portsmouth ve Drogheda futbol klüplerinin ambelimine dek giren
ay yıldız ın nedeni 2. Abdulhamit tir!
Osmanlı
da 2. Abdulhamit döneminde meşrutiyet akımları ile iyice perçinleyen ve
genişleyen bir demokrasi Hürriyet gerçeği söz konusudur!2.Abdulhamit asla buna
karşı düşman değildi!O kadar geniş imkanlar ve azınlıkların hakları o kadar
geniş ti ki bunun etkilerini bugün bile görebilirsiniz.2.Abdulhamit dönemi
dünyada parlamenter monarşi nin en şeffaf ve geniş kapsamlı uygulandığı dönemdir
buna avrupa ve İngiltere de dahil!ama bu amacı devleti yıkıp parçalamak ve hain
emperyal çıkarları uğruna Osmanlının varlığına göz dikmiş Avrupalı faşist
domuzlar ve onların köpekliğini yapan vatan hainlerine karşı 2. Abdulhamit
açıkça mücadeleye girişti!İşte bunu manipüle edip bu hain çıkarlara hizmet
edenler bugün halen daha ötüyor ve 2.Abdulhamit gibi bir lideri rahatça o pis
kanlarıyla karalıyor!neden?çünkü kancık dedeleri de kanı bozuk ittihatçı birer
piçti onlar da bugün genlerinin gereğini yapıyorlar!
Osmanlının
ittihatçı piçler tarafından savaşa sokulması da bu hain amacın bir getirisidir!O
zaman da doğuda bir rus gücü vardı ve Avrupalılar ile aralarında anlaşmazlık
vardı!bu satılmış köpekler Osmanlı da mecliste çoğunluğu elde edip Avrupalı
emperyal faşist piçlerin 2 düşmanı Osmanlı ve rusyayı savaşa soktular!
Avrupalı
emperyaller bu hain kancık itleri kullanarak Osmanlının Ruslara karşı savaş
kararı almasını ve birbirine düşmelerine neden oldular.
Avrupada
ardaşık tarih süreçleri boyunca vuku bulan Fransız ihtilali, İngiliz sanayi
devrimi..vb ile Avrupa materyalist maddeci sömürgeci faşist bir siyaseti
benimsedi!Bu yeni bir dünya düzeni ve anlayışını beraberinde getirdi maddeci
materyalist bir yaşam anlayışını getirdi!
artık
hammadde petrol, yağ, elmas..vb için kısaca para için avrupa merkezli yeni
sapkın ideolojiler akımlar icat edildi ve bunlar sanki haklı ve doğruymuş gibi
empoze edildi! Bu emperyal sömürgeci bir sistem ve yordamı doğurdu! Meşru
olguların gayri meşru amaçlar için manipüle edilmesi taktiği o zamanlar devreye
sokuldu ve bu bugünün rezil dünyasında da açıkça pis amaçlar iğrenç niyetler
uğruna uygulanmaya devam edilmektedir ve bu sanki dünyanın gerçeği ,doğrusu
olması gereken sıradan bir şeymiş gibi algı yaratılarak popülizmle insanlara
pompalanmaktadır!
İşte
bunlardan Hürriyet Eşitlik cumhuriyet hatta milliyetçilik ..vb akımlar Osmanlının
tasfiyesi için hürriyet özgürlük adı altında manipüle edilerek Avrupalı
emperyallerin Osmanlıyı yıpratma parçalama kutuplaştırma ve yıkma amacına
köpeklik eden jöntürk ittihatçılar tarafından icra edilmeye başlandı!
Amaç
hammadde petrol ve elmas elde etmekti!çünkü Avrupa da yer altı kaynakları
kıttı! Avrupalı emperyaller hammaddeye ulaşabilmek için gözünü doğu ülkelerinin
insanlarına ve topraklarına dikti! Tabii
orada gördükleri en büyük birleştirici ve sahiplenici yapılanma Osmanlı
devletiydi ve bu devletin içten ve dıştan parçalanıp yok edilmesi onların hain
pis aşağılık faşist amaçlarına ulaşabilmek için tek ihtiyaç duydukları şeydi!
Bunun
içinde besledikleri şerefsiz köpekleriyle iç siyasette devlet yönetimine ve
padişaha karşı her türlü yöntemi adice kullanmaktan geri durmayıp ellerinden
geleni yaptılar! Bunun en başında monarşiye karşı hürriyet ve cumhuriyet
ideasını manipüle ederek bir silaha dönüştürmek gelir! Avrupa da baskın olan ve
bugünde dünyayı yöneten ingiltere krallığı, fransa da Monako prensliği ,italyada
papa Vatikan krallığı lazımdı da osmanlı hanedanlığı mı gereksiz yanlış ve
kötüydü? hürriyet cumhuriyet bir tek türke mi gerekliydi?Osmanlı da İngiltere
başta olmak üzere avrupanın hiçbir krallığında olmayan halka ve azınlıklara
geniş rahatlık ve haklar veren bir meclis vardı, bakan ve kabine vardı avrupada
ki en gelişmiş ve özgür monarşi meclisiydi ama bu hainlere yetmedi meclisi
özgürleşmek ve hürriyet için değil bunu kullanarak Osmanlı hanedanlığını yok
etmek ve devleti ortadan kaldırmak için sürekli ortamı germek kaşımak
karışıklık çıkarmak için uğraşıyorlardı!
Amaç
Osmanlı engelini ortadan kaldırarak doğunun yer altı kaynaklarını rahatça
sömürmek halkını masum doğulu insanları pis maddeci materyalist açlıkları için
rahatça işkence edip sürüp katletmek her türlü savaş ve insanlık suçunu rahatça
işleyip buna karşın hiçbir fani adli makamda hesap vermeyip ceza görmeyip tüm
yaptıklarının yanına kar kaldığı fani bir sistemi dünyanın tek gerçeği hakline
getirmek ile bunun günümüzde de bu şekilde gelmesi ve sürmesi bu makalede
yazdıklarımızın ne kadar doğru olduğunun da kanıtıdır!
Evet
ne oldu?Sonunda Osmanlı ortadan kalktı.Hemen İsrail in alt yapı çalışmaları başladı ve İsrail Yahudi din
devleti kuruldu Ortadoğu ve Afrika
İngiliz Fransız İtalyan sömürüsüne açıldı.Milyonlarca insan katledildi sakat
bırakıldı sürüldü açlığa yoksulluğa itilirken Avrupa istediğini aldı ve bu
ülkelerin insanların hammaddesi yer altı zenginlikleri sömürülerek kaçırılarak
hırsızlık yapılarak Avrupalı emperyaller birer domuz gibi semirdiler!Hepsi
zengin oldular!rahat refaha kavuştular bu da onlara yetmedi gözlerini tüm fani
dünyaya diktiler.Bunun için de artık imha ve katliam gücü yüksek silahlar
yapmaya başladılar.Atom bombaları,kimyasal,biyolojik kitle imha silahları
sömürge ile gelen gelişme ve teknoloji medeniyeti acı katliam yıkım ve
adaletsizlik getirdi!
Neymiş
Avrupalılar adaletliymiş insanlık orada varmış Avrupalıların ben anasını
sikeyim! Osmanlı ya ve her daim Türk cumhuriyetine insan hakları ve demokrasi
dersi vermeye çalışan içteki hain ve aptal köpekleri bu yöntemle kandıran
Avrupalı piçler Kurdukları sahte insan hakları ,çocuk hakları,hatta
hayvan-doğa hakları ..vb hepsi sahte ve
pis amaçlarına hizmet eder!bakın ve görün katledilen bir Müslüman yada doğulu
Asyalı Afrikalı bir insansa bunların sesi çıkmaz basit etkisiz kınama yayınlar
geçerler ama bu Avrupalı Amerikalı İsrailli insana yöneltilince yaptırımlar üst
üste gelir!bakın yaptırım diyorum kınama değil !yazdıklarımı araştırın!
Afrikalı
açlara Kızılhaç ve unesco adı altında yardım götürüp hristiyanlığı Avrupa dili
ve kültürünü empoze etmeye çalışmak üstüne oralarda halkı 2 ye bölüp iç savaş
çıkarıp hem sömürüyü derinleştirip hem de üstüne silah satmaya çalışmanın
açıklaması ne?medeniyet insanlık ve dürüstlük Avrupalılarda var öyle mi?hahaha
komedi bunu söyleyenler ağır mal ve kanında o çomar dedelerinin kancık it atalarının
sikik genleri geziyor!
Tüm
bu gerçekleri yazıyorum! konuyla ne alakası var diyenler işte Osmanlı nın ve
2.Abdulhamit in yıkılması hal edilmesinin altındaki niyetin hainliğin ne olduğunu taa bugün gelinen
sonuçlarını yazıyorum ki daha iyi anlaşılsın işte!
İsrail
ilk cumhurbaşkanı ve Siyonist lider Haim Weizmann Azriel; Biz Yahudiler orta doğuda
yıkılmaz denen devleti (Osmanlı) yıkıp iki tane devlet kurduk. (İsrail ve
Türkiye) Onlara öyle güzel sistem inşa ettik ki, Müslümanlar ve Türkler bize
filistini vermeyen Abdulhamit’e en az 200 sene daha söverler” demiştir. Yine Weizmann,
New york ta ki The new palestine gazetesinin 1923 ün Nisan baskısında
‘’Türklerin mağlubiyetine hizmet ettik’’ diyerek bunu itiraf etmiştir!
İsrail
Başbakanı katliamcı bebek katili Binyamin Netanyahu, Avustralya Başbakanı
Malcolm Turnbull'a hitaben, "Ülkemizi Osmanlılardan kurtardığınız için
size borçluyuz" dedi..Turnbull da; ‘’aynen öyle bu nedenle israili en
yakın zamanda ziyaret etmekten zevk duyacağım’’ dedi! Halen daha alenen tüm
dünyanın gözü ününde bunlar söylenirken weizmann ile netanyahu ile turnbull ile
bir olup osmanlıyı gömmeye çalışmak adilik değil de nedir?
2.Abdülhamid:
‘’Kudüs’ü 150 milyona Yahudiler’e neden satmadım?’’
İttihatçılar
Abdülhamid’i tahttan indirip Selanik’e gönderdikten sonra, Hakan, Suriye’deki
Şeyhi Mahmud Ebu Şamat’a bir mektup yolluyor:
Şeyhin
torunu, Ammar Ebu Şamat ilk kez mektubun içeriğini açıkladı.
Mektupta,
Abdülhamid, selam, sevgi ve muhabbetlerden sonra şöyle diyor:
“Ben
halifeliği kendi isteğimle terk etmedim. Ancak ve ancak, ‘Jön Türk’ adıyla
bilinen, İttihat Cemiyeti’nin önde gelenleri beni öylesi bir kıskaca aldı, öyle
baskılar uyguladı ki sonunda halifeliği terk etmek zorunda kaldım.
Bu
İttihatçılar, Filistin’de Yahudiler için bir vatan kurulmasını kabul etmem
konusunda ısrar ve baskılarını sürdürdüler.
“Onca
israr ve tehdite rağmen, ben bu teklifi kesinlikle kabul etmedim! Sonunda tam
tamına 150 milyon altın İngiliz lirası vereceklerini söylediler. Bu teklifi hiç
düşünmeden, elimin tersiyle geri çevirdim. Ve dedim ki: “Değil yüz elli milyon,
dünyanın bütün altınlarını verseniz, bu teklifinizi kabul etmem! Ben otuz
yıldan çok Millet-i İslamiye’ye ve Ümmet’i Mu hammediye’ye hizmet ettim. Bütün
Müslümanların, ve ecdadımın adına kara çaldırtmam. Ben bunları söyledikten
sonra Hal’ime kesin karar verdiler. Selanik’e sürgün gönderileceğimi
söylediler, kabul ettim.”
Aile
mektubu bir yüz yıldan bu yana özenle saklıyor. Çok büyük paralar önerilmiş
mektubu satın almak için. Sonunda, aile büyüğü Dr. Faruk Ebu Şamat, bu mektubu
Devlet Başkanı Beşşar Esad’a göndermiş. Korusun ve mektup güvencede olsun diye.
Hala
Kızıl Sultan diyeniniz var mı Abdülhamid’e? Varsa sözün bittiği yere geldik
demektir!
Tüm
hayal kırıklıklarını şiirleriyle dile getiren Rıza Tevfik, bir hayal
kırıklığına da Meşrutiyet ilan olunduktan sonra kendilerine destek vermesini
bekledikleri İngilizlerden yaşar. Abdülhamid’e rağmen Meşrutiyet’i
getirmelerine karşın, bekledikleri desteği yabancı ülkelerden göremeyen Jön
Türkler’in ne kadar hayal âleminde yaşadığını Rıza Tevfik’in İngiltere’nin
Türkiye büyükelçisiyle arasında geçen şu konuşma açıkça ortaya koyar:
“İngiltere’nin
Türkiye Büyükelçisi Lord Nicholson:
‘Dostum
Rıza Tevfik Bey… Biz Jön Türkleri teşvik ettik. Onlardan büyük neticeler
bekliyorduk, ihtilâl olacak; istibdad ile beraber Sultan da bahusus temsil
ettiği hilafet müessesesi de alaşağı edilecekti. Fakat aldandık. Beklediğimiz
neticeyi alamadık. Zira ihtilâl yaptınız, gerçi Kanun-u Esâsı geldi, fakat
Sultan da ve hele hilafet müessesesi de yerinde baki…’
Rıza
Tevfik:
‘İngiltere
devlet-i fahimesini, hilafet müessesesi bu derece şiddetle neden alâkadar
ediyor?’
Nicholson:
‘Ha…
Dostum Rıza Tevfik Bey… Biz Mısır’da, bilhassa Hindistan’da, İslâm kitlelerini
idaremiz altına alabilmek için milyonlarca altın harcadık, muvaffak olamadık.
Halbuki Sultan? Yılda bir defa bir ’selâm-ı şahane’, bir de ‘Hafız Osman hattı
Kur’an-ı Kerim’ gönderiyor, bütün İslâm ümmetini, hudutsuz bir hürmet duygusu
içinde, emrinde tutuyor. İşte biz ihtilâlden ve siz Jön Türkler’den ihtilâl
sonunda sultanların da, hilafetin de, yani bir selâm-ı şahane ve bir Hafız
Osman Kur’an’ıyla kitleleri avucunda tutan kuvvetin de devrilmesini bekledik,
aldandık, işte bu sebeple bir soğuk adem-i kabul gördünüz…”
Rıza
Tevfik, işte o zaman Meşrutiyet’i getirmekle kimlere nasıl bir hizmette
bulunduklarının farkına varır ve Meşrutiyet’i getirmekte aceleci davranmayan
Abdülhamid’in ne kadar haklı olduğunu anlar. Kaleminden şu mısralar dökülür
pişmanlıkla;
Nerdesin
şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım
varır mı bârigâhına?
Ölüm
uykusundan bir lâhza uyan,
Şu
nankör pezevengin bak günâhına.
Târihler
ismini andığı zaman,
Sana
hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik
utanmadan iftira atan,
Asrın
en siyâsî Padişâhına.
'Pâdişah
hem zâlim, hem deli' dedik,
İhtilâle
kıyam etmeli dedik;
Şeytan
ne dediyse, biz 'beli' dedik;
Çalıştık
fitnenin intibahına.
Dîvâne
sen değil, meğer bizmişiz,
Bir
çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade
deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük
atalar kıblegâhına.
Sonra
cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir
sürü türedi, girdi meydana.
Nerden
çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh
olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar
halkı didik didik ettiler,
Katliâma
kadar sürüp gittiler.
Saçak
öpmeyenler, secde ettiler.
..................
pis külâhına.
Haddi
yok, açlıkla derde girenin,
Sehpâ-yı
kazâya boyun verenin.
Lânetle
anılan cebâbirenin
Bu,
rahmet okuttu en küstâhına.
Çok
kişiye şimdi vatan mezardır,
Herkesin
belâdan nasîbi vardır,
Selâmetle
eren pek bahtiyardır,
Harab
büldânın şen sabahına.
Milliyet
dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı
diyânet yerde süründü,
Türkün
ruhu zorla âsi göründü,
Hem
Peygamberine, hem Allâh'ına.
Lâkin
sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten
bile himmet eylersin,
Çok
çekti şu millet murada ersin
Şefâat
kıl şâhım mededhâhına.
-Rıza
Tevfik Bölükbaşı
2.
Abdulhamit berbat bir haldeki devletin başına katiller ve hainler tarafından yanlışlıkla çıkarıldı ve o
zamanlar balkan ülkeleri isyan ve bağımsızlıklarını ilan etmişler Rusya savaş
ilan etmeden saldırıya ve işgale başlamış Avrupa sömürgeci devletleri ise
içeriden hainleri her türlü siyasi maddi ve medya aracılığı ile destekleyip
osmanlıyı iyice zayıflatıp sonunda parçalamak ve topraklarını bir domuz gibi
sömürmek için her türlü adiliği yapmaktadırlar!Osmanlı da meclis ve kabineler
vardı ve önemli siyasi mevkilerin Avrupa başta olmak üzere elçiliklerin büyük
bir kısmı azınlıkların eline geçmişti bu azınlıklar da Bağlı oldukları maaş ve
imkanlarını kullandıkları devletlerine ihanet içinde idiler bir de bunlara
beyni yıkanmış kanı bozuk çomar mankurtlar katılmış devletin dibini oyuyorlardı
içten içten!
2.Abdulhamit
e karşı ‘kızıl sultan ‘ iftirasını Fransız bir orospuçocuğu olan albert vandal
adlı bir yazar ortaya attı! Bunun nedeni destekledikleri Ermenilerin isyanını
ve Rumların ihanetini 2.Abdulhamit’ in sezip engellemesi ve isyanları
bastırmasıydı! 2.Abdulhamit zamanında toplam 5 tane adam cezası verildi ve
yalnızca 1i uygulandı!Ulu hakan kendisine suikast düzenleyen ermeniyi bile
affetmiştir! Buna karşın vandalın Fransız köpekleri Osmanlı ortadan
kaldırıldıktan sonra afrikada ki masum halka karşı yaptıkları soykırım işkence
ve tecavüzleri ise göz ardı ederler hadi bunları geçtim bu amkmun vandalının
kızıl sultan kanlı sultan iftirasını içimizdeki çomarlar da aynı şekilde
kullanarak halen daha köpekliklerini yapmaktan geri kalmazlar!Eee ne demişler
bu ülkenin haini hiç bitmez ama ne yaparlarsa yapsınlar asla kazanamayacaklar
ve Türk İslam güneşi sonsuza dek var olacaktır!
2.
Abdulhamit hakkında;
-Atatürk,
kaypak Nazif Tepedelenlioğlu nun 1937 de Makedonya adlı saçma sapan yazı
dizisinde Büyük hakan hakkındaki adi iddialarına karşılık kaypağı yanına bizzat
çağırtarak 2. Abdulhamit için; ‘’Bak çocuk kişisel kanım,Tecrübeler göstermiştir
ki;etrafı düşmanlarla çevrili ve içeride yaşayan türlü halkların kuşkulu
durumuna rağmen büyük bir devlette hele ki 19.yy. ın sonlarında Abdulhamit in
yönetimi büyük bir hoşgörü timsalidir!’’
-2.Abdulhamit
in halifelik ve Türklüğün getirdiği birleştirici gücü çok iyi kullanması ve dış
siyaseti şekillendirip hiçbir ülkeye bağımlı olmayacak ama aynı zamanda da
avantajlı bir ittifağa açık kapı bırakan bir siyaseti akıllıca uygulamaya
koymasına karşı Almanların babası olarak bilinen ünlü Avrupalı tarihi kişilik
Bismarck; ‘’dünyada 100 gram akıl varsa bunun 90 gramı 2. Abdulhamit’te ,5
gramı bende kalanı da diğer siyasetçilerin tümündedir ancak!’ demiştir.Yine
Bismarck 2.Abdulhamit in muhteşem bir diplomat olduğunu ve ona adil
davranılmadığını da açıkça itiraf etmiştir!
-Alman
imparatoru ve Prusya Kralı 2. Wilhelm ;’’ Fransa kralı ile görüştüm aşağı
buldum.Japon imparatoru ile görüştüm basit buldum.
İngiliz
kralı ile görüştüm kendi ayarımda buldum.Ne zaman ki Osmanlı Sultanı 2.
Abdulhamit Han ile görüştüm heybeti,zekası ve nezaketi karşısında beni bir
titreme aldı.’’
- Objektif yunanlı yazar Michel de Grece
;’’Genç yaşta tahta çıktığı zaman öylesine mücadele eder,öylesine saldırılara
göğüs gerer ve öylesine vuruşur ki sonunda Avrupalılar tahtta Sultan Abdulhamit
bulunduğu sürece Osmanlı devletini yok edemeyeceklerini anlarlar.Bu yüzden Sultan
Abdulhamit i devirmek için ellerinden geleni yaptılar ve tahttan
indirdiler.Sultan Abdulhamit indirilir indirilmez İngiltere petrol kuyularının
üzerine atladı!’’
-
Yine muhalif düşüncedeki,ittihatçı düşüncenin öncü isimlerinden Enver paşa,yaveri
mersinli Cemal paşa’ ya; ‘’Paşam Tüm ef’ailimin hesabını vermeye hazırım! Turan
yapacaktık viran olduk! Bizim en büyük günahımız,hatamız Sultan Hamid i
anlayamamaktır! Yazık paşam çok yazık!Siyonistlerin oyununa alet olduk ve
onların hiyanetine uğradık!’’
Sözü
31 mart oyunu adlı yazısında Vehbi Vakkasoğlu tarafından aktarılır.
-Türkçü
düşüncenin öncüsü Nihal atsız Abdulhamit için;’’Bu dünyada herkes bir çok şeyin
cahilidir yeter ki kendi işinin cahili olmasın! Kendi işinin ehli olduğunu
binbir delille ispat etmiş bulunan sultan Abdulhamit han ise asla cahil
değildir.Onun bir yüksek okul ve hatta lise diploması yoktu fakat hususi
öğretmenlerle hayattan ve içinde yetiştiği büyük ve muhteşem hanedandan çok
cevherli şeyler öğrenmişti.’’
-İngiliz
donanmasında yetişmiş Osmanlı da amirallik yapmış olan Sir Henry Woods paşa’nın
the truth about
asia minor adlı kitabında ermeni sorunundan ve Ermenilerin ruslardan yardım
istemesinin büyük bir hata olmasından bahsederken ; ‘’Bana göre Sultan Abdulhamit gelmiş geçmiş
Osmanlı padişahları arasında en müstesna mevkii işgal edenlerden
biridir.Osmanlı devteinin kuruluşundan beri gelen en başarılı
hükümdarlardandır.Çok sakin ve gösterişten uzak bir halde yaşardı.Bir meseleye
çözüm ararken mütehassıslarını dinler ancak onların fikirlerine esir olmazdı.Şehzade
iken de akıllı ,nazikti ve İstanbul a gelen seçkin Avrupalılar kendisini
ziyaret etmek isterdi.’’
-ege
bölgesinde savaşmış ittihatçı ve komitacı eski cumhurbaşkanı muhalif Celal
Bayar; ‘’2. Abdulhamit kendisine muhalefet edenlerle ilgili hakimlere,davalara ve mahkemelerin
kararlarına karşı hiçbir hareket ve teşebbüste bulunmamıştır.Esasen adalet ve
kaza hakkına bağlı işlerin sorumluluğunu adliye nazırı Abdurrahman Paşa ya
bırakmıştı.Adliye işlerine karışmazdı.Abdurrahman paşa da bu konularda ziyadesiyle
dikkatli ve ciddi idi.Müdahale, kimden veya nereden gelirse gelsin asla kabul
etmez,reddederdi.2.Abdulhamit paşa nın bu tutumunu takdirle karşılardı.Bu
Yüzden Abdurrahman paşa zamanın adliyesi ve kaza organlarının başında bulunan
hakimleri,vasıfları ve feragatleri bakımından bugün için bile aranacak değerli
şahsiyetlerdi.2. Abdulhamit idam cezasından da hoşlanmazdı.’’
-iyi
bir eğitim almış analiz yeteneği ve hassas bir döneme tanıklığı ile saygın bir
yere sahip Türk basın tarihinin önemli kişiliği Söyledikleri her daim dikkate
alınan duayen Yazar Lutfi Simavi 2.Abdulhamit için; ‘’Eğer tahtta kalsaydı İtalyanlar
Trablusgarp a giremezdi ve bu meseleyi sulh yoluyla hallederdi.Balkan
Muharebesinin önüne geçer ve bu milleti delicesine 1. dünya harbine sokmazdı!
Demiştir.
-Cumhuriyetin
kurucularından siyasetçi Ali fethi Okyar; ‘’Hayatımda sultan Hamit kadar
nazik,terbiyeli buna rağmen karşısındaki ile mesafesini muhafaza edebilen bir
şahsiyet görmediğimi söyleyebilirim.’’
-İşgal
döneminin şairlerinden ,işgale karşı kara bir gün yazısı ve pier loti deki
eleştirel söylevi nedeniyle malta ya sürgün edilmiş Süleyman Nazif Abdulhamit
yönetimini yücelten şiirinde;’’Padişahım gelmemişken ya da biz,İşte geldik
senden istimdada biz,öldürürler başlasak feryada biz,hasret olduk eski istibdada
biz.’’
-Hollandalı
Tarihçi Erik Jan Zürcher; “Döneminde, eğitim, idare, adalet ve iletişim gibi birçok
alanda ıslahat yapıldı ya da yapılan ıslahatlar genişletildi. Eğitim ve
iletişim alanlarındaki ıslahatlar özellikle kayda değerdir. Abdülhamid
döneminde, kitapların, dergilerin ve gazetelerin tirajı çok büyük ölçüde
artmıştır. Bu yayınlar, modern bilim ve teknoloji ile imparatorluk dışındaki
dünya hakkında halkın aydınlanmasını sağlamıştır.”
-ingiliz
devlet adamı sir Edward grey 2.Abdulhamit han ın ölümü üzerine;’’Ne büyük
kayıp!Hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti! ‘’
demiştir.
-Meşrutiyeti
destekleyen sözde din alimi siyasetçi ,2.Abdulhamit in tahttan indirilme
fetvası adlı müsveddesini kaleme alıp meclis kürsüsünden okuyan Elmalılı
Muhammed Hamdi Yazır;’’Hayatımda yaşadığım en büyük hata;Sultan Hamid’in
hal’ine karışmamdır!’’
-Reşid
efendi takma adıyla Padişaha yakınlaşan Macar asıllı ispiyoncu sahte derviş ve İngiliz ajanı aynı
zamanda Türkolog Arminius Vambery’in in 2. Abdulhamit han hakkındaki itirafı
;’’Padişah,elindeki tüm imkanları seferber ederek,her fırsatta hayırseverliğini
göstermekten kaçınmamaktır.Eğitim ve sağlık hizmetleri için yorulma bilmeden
çalışmaktadır.Padişahtan korkabilirsiniz hatta nefret bile edebilirsiniz ama
onun çalışkanlığını ve adaletini inkar edemezsiniz.Savurganlığa son veren
tutumuyla Türk maliyesini ıslah etmiş ve ülkeyi baştan başa demiryolu ile
döşetmiştir.Türkiye canlanmasını padişahın enerji,ustalık ve vatanperverliğine
borçludur.Sultan Hamid in bu açıdan değeri hiçbir zaman inkar edilemez.’’Bir
gezgin ve gözlemci olan Vambery ayrıca şark tahtında oturan en olağanüstü prens
olarak 2. Abdülhamit han ı göstermiş, "Kuzey afrika'da şeyh Sunusi, Afganistan'da
kabil başmollası, Orta asya'da Buhara kadısı ve Hindistan,Cava ve Çin dini
liderleri padişahın emrindedirler. İslam birliği fikrinin hiçbir zaman Abdülhamid'in
saltanatındaki kadar güçlü olmadığını söylemekle şüphesiz ki mübalağa etmiş
olmam!"demiştir.
-Monarşi
meşrutiyet ve cumhuriyet dönemleri gibi önemli ve uzun bir döneme tanıklık
etmiş Türk gazeteci tarihçi ve geniş kitleler tarafından okunmuş dikkate alınan
yazar Ahmet Rasim 2.Abdulhamit Han a hitaben;’’Sen değil naaşın hükümdar olsa
elyaktır bizlere.Dönsün etsin Taht-ı Osmaniye tabutun cülus’’ demiştir.
-Sosyolog
Şerif Mardin; “Bugün, yapılan her araştırma, Abdülhamid devrinin, bir açıdan
önemli bir “modernleşme” devresi olduğunu daha açık bir şekilde
göstermektedir.” Der.
-ve
Üstad Necip Fazıl ; ‘’Abdulhamit i anlamak her şeyi anlamak olacaktır! ‘’
diyerek Abdulhamit han ve döneminin Türk ve İslam dünyası açısından hata ve
ihanetin tekerrürü bakımından ne kadar önemli olduğunu çok güzel bir biçimde
vurgular!bizim bu makaleyi yazmamıza da ilham olurlar.
2.Abdulhamit
in özellikleri;
-Erken
yatar ve çok erken kalkar uzun saatler boyunca çalışır bazen yemek yemeğe de
zaman bulamazdı.Önemli bir olay olduğunda o az uyku zamanında dahi olsa
uyandırılması emri kesindi.Çalışkanlık onun en büyük özelliğiydi.
-Mahremiyete
ve gizliliğe önem verirdi!Bu onun dehası ile birleşmiş gençliğinde yaşanan
olaylar, hassas dönemler ve zor şartlar onun bu yönünü kuvvetlendirmiştir.Bu türk
tarihinin en etkili istihbaratının kurulmasında faydalı olmuş bu özelliği ondan
daha fazla çekince duyulmasına ve daha ağır iftiralar atılmasına da zemin
oluşturmuştur!
-Gerçek
bir Sanatçıydı.Sanatı ve sanatçıları severdi.Usta bir marangozdu ve muhteşem
sanat eserleri vermiştir.Uzun mesai saatlerinde dinlenmek için ve tek eğlence
kaynağı ahşaptı ve sarayda özel bir marangozhanesi vardı.Eserleri bugün dahi
müzelerde üniversitelerde bulunur hatta bazıları halen daha kullanılır.Ayrıca
fotoğrafçılığa meraklıydı ve büyük bir fotoğraf koleksiyonu vardı.Devasa
albümleri vardı ve bunları elçileri ve devlet adamlarını etkilemek için kullanırdı.Tiyatro
ve operaya tutkundu ! müziği çok severdi ve ülkenin bir çok yerinde halka
bunların icra edilmesi için destek ve teşvikte bulunmuştur!Sanatı evrensel
olarak görmüştür!batı sanatını severdi fakat yerli türk sanatının da destekçisi
olmuştur!edebiyatı ve romanları severdi özellikle polisiye romanları beğenirdi.
-Eğitime
ve gelişime yenilikçi ve modern reformcu yöntemlere önem verirdi.Onun dönemimde
her alanda geri kalan Osmanlı devleti sanat bilim imar ve teknolojide avrupayı
yakalayabilecek seviyeye gelmiştir! Her köye cami yanında medrese okul idadi veya rüştiye kurma amacı fakülte ve üniversiteleri doğurmuştur.Fransız tarihçi
François Georgeon ve Amerikalı Tarihçi Bernard Lewis te eserlerinde bunu itiraf
etmişlerdir.döneminde her yıl ortalama 400 ilk okul açtırtmış olan bu ılu hakan
tam 33 yıl iktidarda kalmıştır hesap edin böylece ilkokulları köylere dek onun
zamanında sokmuş eğitim köylere dek girmiştir.1877 de 200 adet olan okul
sayısını 1905 te 9347 ye çıkararak açıkça rekor kırmış iftiracıların suratını
kızartmıştır (tabii kızarırsa) Haydarpaşada ki tıbbiye binasının temellerini
attırmış ,askeri tıbbiye ve sivil tıbbiyeyi birleştirip düzenleyerek tıp
fakültelerinin kurucu temelini atmıştır.
Sadece
bununla kalmamıştır, tam bir eğitim kurucusu ve öncüsü olan ulu hakan Harp
okullarının temelini oluşturan Mekteb-i Harbiyeler, Siyasal Bilgiler
Fakültesinin çekirdeğini teşkil eden Mekteb-i Mülkiye, Hukuk Fakültesinin
temelini atan Mekteb-i Hukuk, Ziraat Fakültesinin alt yapısını oluşturan
Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi, Mühendislik Fakültesinin temeli olan
Hendese-i Mülkiye Mektebi, Güzel Sanatlar Fakültesinin başlangıcı olan Sanayi-i
Nefise Mektebi, ipekböcekçiliğine zemin hazırlayan Harir Darütta’limi ve Harir
Darüt-tahsili mektepleri, Bağcılık ve Aşıcılık Okulu, Orman ve Madencilik
Okulu, Polis Okulu, hatta Ankara Numune Çiftliği içerisinde açılan Çoban
Mektebi ninde kurucu ve öncüsüdür!Cumhuriyet dönemimdeki .çoğu doktor bilgin
profesör siyasetçi kumandan mühendisler mimarlar avukatlar öğretmenler
memurlar..vb hep onun kurduğu ve yaptığı modern okullarda yetişip mezun
olmuşlardır ve bu gerçeği kimse inkar edemez!buna nankörlük yapabilirler ama
inkar edemezler!Abdulhamit Avrupa ya da eğitim almaları ve orada yetişip görüp
öğrenip ülkelerine faydalı olacak insanlar olarak geri dönmeleri için genç
öğrenciler gönderdi.,Lakin bunların çoğu genç Türkler yada jöntürkler olarak
bilinen devletin parası ve imkanıyla avrupaya gidip yaşayan lakin orada
kanlarını ruhlarını satarak devletine ihanet ve nankörlüğe bulaşan birer kancık
köpek olarak dönmüşler ve ilk işleri de şerefsizce devletlerine ihanet etmek ve
emperyallerin altına yatmak olmuştur.
-Hayvanseverdi.Özellikle
Atları çok severdi ve iyi bir biniciydi.Yine en iyi dostu Ferhan adlı atıydı ve
sultan ona binmek istediğinde hafifçe eğilmesi ile hayranlık uyandırırdı!
-Çiçekleri
ağaçları ve doğayı severdi sarayın her yanını özel çömleklerde yetiştirdiği
bitki ve çiçeklerle donatırdı özel bahçeleri vardı ve bunlarla ilgilenmeyi çok
severdi!hayvanları da çok seven sultan bahçede türlü hayvanları beslerdi
özellikle yıldız sarayındaki çok meşhur ve güzledi daha sonra yıldız baskınında
bu bahçeler mahfolmuş bitkiler ezilmiş bazı hayvanlar ya o baskında yada
sokaklarda telef olmuştur!
-İmar
ve proje adamıydı.Haliç ve boğaz köprüleri onun fikriydi.fakat zor şartlar
nedeniyle zamanında gerçekleştirmedi.Buna karşın ülkesini demiryolları ile
donatmıştır bunlar cumhuriyet döneminde de milletine faydalı olmuş halen daha
faydalı olmaya devam eder.Yine uygulanacak tüp geçit projesi de onundur!çiftçiliğe
destek için ziraat bankası açılmış,kurak yerlere su sağlamak için çalışmış ünlü
hamidiye suyu da onun eseridir.Yine bir çok çeşmeler inşa ettirmiştir.
-Üstün
bir siyasi deha ve diplomasi uzmanıydı.Öngörülü ve Tedbirliydi.İç siyasette
olduğu kadar Dış siyasette de etkiliydi!Filmlere konu olan Ertuğrul gemisi de
onun Japonya ile yakın ilişkilerinin bir göstergesiydi.Kendisi içine kapanık
bir kişiliğe sahip olan sultan dış siyasette aşırı açık aktif ve olabildiğince
geniş bir coğrafyada etkili ilişkiler ve ittifaklar kurdu!yerine göre nasıl
hareket etmesi gerektiğini bilir bazen şaşırtıcı hamleler yapardı blöf yeteneği
çok yüksekti.Casusluk faaliyetlerinin önemini biliyordu ve bunu çok iyi
kullanıyordu!kendisine suikast düzenleyen belçikalı sosyalist joris i affedip
ajan olarak kullanmıştır!Tüm bunlar ona saygı duyulduğu kadar korku ve çekince
duyulmasına da neden olmuştur.
-İnançlıydı.Yatsı
namazından sonra yatar sabah namazı okunmadan kalkardı.devlet işlerinde ve
yazışmalarda her daim abdestli imza atardı.Çalışmalarına çoğu zaman sadece
namaz vaktinde ara verirdi!
Bu
onun gözüpek,sağlam duruşu ve muhteşem karakterinin de özüdür!
-Merhamet
dolu ve yardımseverdi.Annesi 10 yaşında iken ölen sultan öksüzlüğü yaşamış ve
bu onun muhteşem kişiliğini etkilemişti.Bu nedenle ince ruhlu nazik empati
yapabilen içine kapanık mülayim üzgün ve yalnız bir halde kasvetli ve aynı
zamanda heybetli bir hali vardı ve bu onu gören herkesi derinden etkiliyordu.Bu
özellikleri ile yalnızlık ve öksüzlüğün mahrumluğun ne olduğunu çok iyi bilen
sultan her daim fakirlere ve çocuklara öksüz ve yetimlere borçlulara yardım
etmeyi asla ihmal etmemiş cömert ve iyi kalpli bir insandı.
-Temizliğe
titizliğe ve disipline önem verirdi.Yanında her daim kolonya
bulundururdu.düzenli ve titiz olmasının getirisi olarak çalışmalarında büyük
bir disiplinine sahipti!
-Nişancılığı
ve atıcılığı muhteşemdi.Silahları severdi.madalyaları ve paraları tam
ortasından vuran mermiyle tahtaya adını yazan sultan bunu asla avcılığa
yöneltmemiştir.Onun atıcılık ve silaha olan ilgisini bilen misafirleri ve
Avrupalı elçiler de hediye olarak bir çok farklı model silah hediye etmiş ve yıldız
sarayında bunların bulunduğu bir müze yapılmıştır!
-Adil
,naif ,Tutumlu ve mütevaziydi.Adalete çok önem verirdi.Bu konuda en dürüst ve
şefkatli namuslu insanları seçip görevlendirmeyi işi adalet konularında ehline
vermeyi bu konudaki sorumluluğunun farkında olarak bilir ve yapardı.Bir çok
yerde hukuk fakülteleri açmıştır ve Adaleti teşvik eder mahkemelere asla etki
ve müdahalede bulunmazdı lakin idam cezasını sevmediğini her daim
hissettirirdi.İsrafı sevmezdi tutumlu ve mütevazi olarak yaşardı bu özelliği
onun devletin mali yapısını düzeltmesini ve borçlarının neredeyse tamamını da
ödemesini sağlayan tedbirleri alan kişiliğinin bir getirisidir. Tutumluydu ama
asla cimri değildi kişisel harcamalarını daima kendi hesabından yapan ,hayırseverliği
tartışma götürmeyecek kadar ortada olan bir Sultan öksüzlüğün yalnızlığın zor
bir gençlik yaşamışlığın ve gördükleri ihanet ve kalleşliğin etkisi ile
heybetli soğuk pek gülmeyen donuk bakışlı gereksiz konuşmayan bir kişiliğe
sahipti ama bu görünüşünün arkasında yumuşak yapılı merhametli naif ve nazik
bir insan yatardı.Bunu onu yakınen tanıyan onu ziyaret eden ve onunla konuşan
herkes itiraf eder.Onun bu ne yapacağı ne düşündüğü anlaşılamayan zıt kişiliği
de rakiplerinde ve yabancılarda ikilemlere korkuya çekincelere ve boyun eğmeye
neden olmuş hasımları ona alenen meydan okumak yerine her daim hain satılmış
köpekler ve böceklerle casuslarla içeriden sırtından vurarak onu alt etmeye
yönelmelerine neden olmuştur.Sultan 2. Abdulhamit han buna rağmen o en zor
dönemlerde tam 33 yıl ülkeyi yönetmeyi başarabilmiş ama eninden sonunda ‘namertliğe
dağlar dahi dayanmaz’ deyişinin gösterdiği gibi namertçe tahttan indirilmiş ve
sürülmüştür.
Büyük
Hakan 2.Sultan Abdulhamit Han ın Hal’i
Adi
çıkarcı ittihatçı kumandan Mahmut şevket paşa sözde 31 mart olayı olarak
bilinen vakada isyan bastırmak adına ‘hareket ordusu’ adlı sikilmiş balkan
çetecisi darbeci bir yapılanmayı hayata geçirdi.Çoğu azınlıklardan ibaret ahmak
sivil halkın da desteğini alan bu adi herif sivil isyanı kanlı bir biçimde
bastırıp kafasına göre mualiflerini idam ettirir bu olayın suçu da planlı
olarak 2. Abdulhamit e atlılır!Oyun içinde oyun bu oyunun sonu asıl hedefe
yöneltilir ;Yıldız sarayının basılmasına, tarihi eserlerin
,kütüphanenin,değerli eşyaların yağma talan ve hırsızlık edilmesine ve
2.Abdulhamit in tahttan indirilmesine …
Abdulhamit
düşmanı embesil çomar Tevfik Fikret bile buna dayanamayıp ‘han-ı yağma’ adlı
şiiri yazmıştır.Ama bugün halen daha bu olayı 2. Abdulhamit e mal ederek iftira
ve çomarlık peşinde koşanlar var! Mahmut şevket Askerlik hayatı boyunca ,dört
bir tarafta cepheden cepheye koşup savaşan zor durumdaki devleti adına hiçbir
savaşa katılmayan, Selanik savunması ve balkan harbinde görev almayı reddeden
ama hareket ordusu adındaki sikindirik birliği ile askerlik hayatı boyunca tek
icraati olarak devlet idarecisini ve mensup olduğu ittihatçı çomarlar içindeki
muhaliflerini sırf çıkarı için darbe yaparak indirip yok etmek olan bu yavşak
herif olayların başlangıcını tetiklemişti.Daha sonra da kendisine mebusluk
verildi tabii.Yavşak Mahmut şevket kökten ittihatçıydı ama diğer ittihatçılar
ile anlaşamıyordu muhalifi çoktu ve sonunda baskıya dayanamayarak istifa
etti.Hiçbir zaman düşmana kurşun sıkmamış ama kendi devletine baş kaldırmış Bu
darbeci yavşak daha sonra Babıali baskınının öncülüğünü yaptı ve bunun
karşılığında da bu sefer sadrazamlığa getirildi!bu durum muhalifleri iyice kızdırdı
ve sonunda 1913 ün hayırlı bir gününde bir grup suikastçi tarafından arabasında
kıçı kurşunlanarak infaz edildi.Tabii bu durum da yine ittihatçıların muhalif
avı ve idamların darbe ve baskılarının bahanesi oldu!
Tüm
bunlar 2. Abdulhamit ten sonra ülkenin nasıl bir kaosa sürüklenmeye
başladığının sadece en basit ve küçük bir örneği!zaten
2. Abdulhamit Han tahttan indirildikten sonra
ittihatçılar için ;’’bunlar benden sonra ülkeyi 10 yıl dahi götüremezler’’
demiş ve tahttan indirilkiten 9 küsür yıl sonra ittihatçıların hain ve ahmaklık
dolu siyasetleri sonucu Osmanlı devleti işgale uğrayıp fiilen son bulmuştur!
Meşrutiyet
yanlısı siyasi dinci Elmalılı Hamdi mecliste kürsüden 2. Abdulhamit in hal
edilmesi fetvasını okuyordu.
Bu
sözde fetvayı ve meclis kararlı adlı müsvetteleri eline alıp Yıldız Sarayına
gelip 2.Abdulhamit in indirilmesini gerçekleştirilen 4 şerefsiz soytarı;
1)
Ermeni Ayan (Senato) üyesi Aram Efendi,
2)
Draç Mebusu Arnavut Esad Toptani (sonradan 'hizmetlerine mukabil’ Paşa
yapılacaktır),
3)
Yahudi Selanik Mebusu Emanuel Karasso
4)
Abdülhamid Han'ın vaktiyle nice iltifatına mazhar olarak Koramiralliğe kadar
yükselmiş bulunan Arif Hikmet Paşa.
Bunlardan
esad toptani adlı ruhu sikilmiş yavşak kancık hain balkan harbinde işkodra
savunma savaşında askerlerimizin başındaki Hasan Rıza Paşa’yı öldürtüp
şehit ederek kaleyi Karadağlılara teslim
etmiş kanı bozuk hain bir piçtir.Bunu bir de vatansever diye halkımıza
yutturmaya çalışırlar. Emanuel Karasso ise yukarıda bahsettiğimiz gibi 33.
derece mason olan Siyonist Yahudi bir piçti.Osmanlı sarayına ve devlet
kurumlarına sızmış hain kahpe bir mikroptu ve sonunda amacına ulaştı!
Masonların
yayın organı Tesviye dergisinin editörü üstat Mason Celil Layiktez de
"islam Ülkelerinde Masonluk" başlıklı makalesinde Osmanlı Devleti'nde
masonluğun nasıl kökleştiğini anlatır. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesine
giden süreçte masonların oynadığı rolü anlatan Layiktez'in "Hareket
Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" ve "Sultan
Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ eden beş milletvekilinden oluşan
heyettekilerin tamamı Masondu" tespitleri dikkate değer.
işte
31 Mart olayıyla İttihatçılar tarafından tahttan indirilip Selanik'e gönderilen
Sultan II. Abdülhamid'in, bu dönemde Suriye'deki şeyhi Mahmut Ebu Şamat'a
yazdığı Filistin mektubundan dikkat çeken satırlar:
"Ancak
ve ancak 'Jön Türk' ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti'nin
rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilâfet-i İslâmiyeyi terke mecbur edildim. Bu
ittihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî
kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. Bu ısrarlarına ve
tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim. Bilâhare yüz elli
milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaat ettiler. Bu teklifi dahi katiyen
reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum: 'Değil yüz elli milyon
İngiliz lirası, dünya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul
etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslâmiye'ye ve Ümmet-i
Muhammediye'ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i
İslâmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu
tekliflerinizi mutlaka kabul etmem' diye kat''î cevap verdikten sonra hal'imde
ittifak ettiler. Ve beni Selanik'e göndereceklerini bildirdiler. Bu son
tekliflerini kabul ettim ve Allah Teâla'ya hamd ettim ki ve ederim ki; Devlet-i
Osmaniyye ve Alem-i İslâm'a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani
Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte
bundan sonra olan oldu. Ve bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteal Hazretlerine hamd
ederim."
Yılmaz
Öztuna, Abdülhamid Han'a tahttan indirilme tebligatını yapanların akıbetlerini
şöyle anlatıyor:
"Karaso, İtalya'dan para alan bir casus
olup Libya'nın İtalya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış, sonradan
İtalya'ya kaçmış bir vatan hainidir. Ermeni Aram Efendi, Ermeni ihtilal
komiteleri ile yakın ilgisi olup Sultan Abdülhamid'den Ermenilerin intikamını
almak için Abdülhamid'i tahttan indiren ekibe sokulmuştur. Jandarma Paşası olan
Es'ad Toptani, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklali için
silah çekmiş ve sayısız Türk'ün kanma girmiş bir adamdır. Arif Hikmet Paşa
sonraki yıllarda karanlık siyasî hayatı olan bir denizcidir."
Büyük
Türk hakanı sultan 2. Abdulhamit Han 10 Şubat 1918 de sürgünde olduğu
Beylerbeyi sarayında Hakkın rahmetine kavuştu.Ruhun şah olsun büyük hakan Allah
rahmet eylesin mekanın cennet olsun!
2.Abdulhamit
in sözleri;
-Hak
isteyenin hakkını verin baş kaldıranın da başını kesin!
-Benim
zamanımda (savaş yüzünden) Allah ın kulları ayaklar altında kalacaksa cenab-ı
hak ruhumu alsın!
-Beni
ben olduğum için parçalasalar,cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,hanedanımı
çoluk çocuğumu gözlerimin önünde parçalasalar
Onlara
hakkımı helal ederim de sırf Peygamberin izinde olduğum için bunu bana
yapanlara hakkımı helal etmiyorum1
-Bizi
yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır!
-Allah
ım! mukaddes isimlerine kurban olduğum Allah ım!
Ya
adil! Bana kızıl sultan lakabını takan ve devrilmem için her şeyi yapan
ermenileri,şimdi beni devirenlere (ittihat terakki) parçalatıyorsun!
-
Ben her caminin yanında bir mektep görmek isterim!şunu iyi bilin ben okumuş
adamdan asla korkmam.beni bu konuda vsuçlayanlara soruyorum;ben hizmetkar bir
padişah olmasam bunca okulu neden açayım?iki şey çok önemlidir;din ve fen!
-
içinde devlete ihaneti barındıran kelleler ibreti alem için kesilip kanlarıyla
vatan toprakları sulanmadıkça ihanetin önü kesilmez!
-Beni
evhamlı sanıyorlar.hayır!ben sadece gafil değilim o kadar!
-Hangi
taşı kaldırsam altından İngiliz parmağı çıkıyor!
-Çalışma
odama Müslüman ülkelerin iyice yeşil renkte işaretlenmiş olduğu bir harita
asmıştım!Elçileri özellikle İngilizleri her kabul edişimde parmağımla harita
üzerinde gezdirip anlatıyordum!bu da onları endişelendirmeye yetiyordu!
-Savaş
yalnızca sınırlarda olmaz.Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir!Eğer bu
bütünlük sağlanmamışsa,zafer tesadüfi yenilgi ise kaderidir!
-Benden
sonra devleti 10 yıl idare etsinler,100 yıl idare ettik desinler!
(Söz
konusu itithatçıların yönetimindeki Osmanlı 2.Abdulhamitten 9,5 yıl sonra
çökmüştür)
-Yeniden
canlanmak için Avrupa medeniyetini taklit değil,gücümüzün özü islama dönmek
gerekir!
-
İstanbul'un işgal
ihtimaline karşın Eskişehir'e nakli için teklif getirildiğinde; " Ben
burada (İstanbul Beylerbeyi Sarayı) kalmayı ve vatana dua etmekle geçirmeyi
tercih ederim.. dedem Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşatınca Bizans
imparatoru kaçtı mı ki? bana onun bile kabul etmediği sefil bir işi teklif
ediyorsunuz? bu teklife nasıl oluyor da vicdanınız yatıyor ve diliniz varıyor!
gerekirse biz de ölürüz, ölürüz de tarihe kaçak diye geçmeyiz!"
-
kendilerine Kudüs ve Filistin topraklarının satılmasına karşılık olarak Tüm
Osmanlı borçlarını sileceklerini söyleyen ittihatçı jön türk köpeklerin sahibi
mason theodor herlz e ulu hakan 2. Abdulhamit han şöyle efsane bir sözle cevap verir;
‘’1
karış dahi olsa vatan toprağını satmam!Zira bu vatan bana değil milletime
aittir!Milletim de ancak bu toprakları aldığı fiyata verir.Çünkü bu topraklar
kanla alınmıştır ve ancak kanla verilir!’’
KÜNYE
Tür;Araştırma,Biyografi,Makale
İçerik;Tarihi,Politik,Stratejik
Kaynak;Araştırma
Dönem;Ocak 2018
Güncelleme; Yok