Translate

1 Aralık 2019 Pazar

Edward Scissorhands - Makas Eller


Tarih:1990 Tür: Fantastik/Dram Süre: 105 dk. Yönetmen: Tim Burton
 Senaryo: Tim Burton,Caroline Thompson

Konusu; Edward,şehirden uzak bir şatoda yalnız yaşayan yaşlı bir mucidin icad ettiği bir robottur.Lakin,Elleri hariç her şeyini tamamlayan yaşlı mucidin karlı bir noel günü zamansız ölümü ile yarım kalan Edward’a  ellerinin yerine makas biçiminde keskin bıçaklar gelişigüzel monte edilir.
Böylece kasvetli soğuk şatosunda yalnız kalan Edward’ı bulan avon satıcıları onu daha sonra ancak filmlerde görebileceğiniz türde bir banliyöye getirirler ; rengarenk evler , yemyeşil çimenler asla kar yağdırmayan sıcacık güneşli havası olan Suburbia’ya!
Kendi kapalı ve karanlık şatosu ile saf hayalleri dışında,hiç bilmediği bu yeni dünyada acaba içine kapanık duygusal Edward’ı neler bekliyor?


Bir mekana, şehre, insanlara, hayat tarzına yabancı olmayı ve farklı olmanın her şeyin birbirine benzediği bir ortamda çıkardığı zorlukları masalsı bir güzellikle anlatan bir Tim Burton filmi. Tim Burton her ne kadar surreal hikaye anlatma tarzını bu filmde de devam ettirse de, Üzerinde durduğu konu gerçek hayatta herkesin özdeşleşebileceği bir konu. Yine bir yalnızlık öyküsü ,yine Tim Burton, sanırım başka kimse yalnızlığı bu kadar iyi anlatamayacak..
Çoğumuz Edward gibi, çevremize yabancı olmanın ne kadar hüzünlü olduğunu, asla cevremizle uyuşamamanın getirdiği stresi biliriz. Toplumdaki birçok yabancı gibi Edward da karanlık ve soğuk şatosundan, aşağıya, rengarenk minik evlerin bulunduğu, herkesin aynı saatlerde aynı şeyleri yaptığı, değişikliğin ,farklılığın kabul edilmediği Suburbia'ya bakarken, onlar tarafından kabul edilmeyi, sevilmeyi hayal ediyor filmde. Ama ne yazık ki bu mekanikleşmiş ve robotlaşmış toplum Edward’ı kabullenmiyor ve Edward şatosuna, ait olduğu yere geri dönüyor. Tim Burton bu sonla belki Edward'ı kendisiyle ve birçoğumuzun hayatıyla özdeşleştiriyor. Bu baş yapıt,daima kendine has olan ama toplum tarafından farklı olarak algılanıp sınırlandırılmaya çalışılan insanların her zaman robotlaşmış ve yozlaşmış toplum tarafından önce dışlanıp sonra da zorbalıkla geri tepilip, Edward gibi karanlık soğuk şatolarındaki yalnızlıklarına geri itileceklerini de gösteriyor.

Birkaç iyi insan dışında, tümüyle yozlaşmış insanların bulunduğu bir kasabada geçmektedir hikayemiz. Elleri makastan yapılmış olan; iyi kalpli, sevgi dolu, masum, hiçbir ahlaki bozulmaya uğramamış, saf ve belki filmdeki psikolog tarafından da söylendiği gibi '' uzun bir süre yalnız başına yaşadığı için hayalci bir yapıya sahip'' olduğundan elleriyle nesnelere inanılmaz güzellikte şekiller vermektedir. Fakat bu onun için hem herkesi kendine hayran bıraktıran bir özellik, hem de makas elleriyle birçok kazaya yol açtığı için üzülmesine ve dışlanmasına yol açan bir lanettir. Kasaba halkı tarafından dışlanışı aslında insanlara istemeden de olsa zarar vermesinin dışında, kendileri gibi yozlaştıramadıkları ve alışıla geldik toplum çizgisinin dışında olduğu içindir.


Filmde Winona Ryder’in canlandırdığı güzel kız Kim 'in Edward'a kendisine sarılmasını söylediğinde Edward'ın verdiği '' yapamam'' cevabı insanın içini burkar, çünkü Edward sevdiği insana zarar vermekten korkar. Kim' in sevgilisi olan gencin Kim'e olan yapmacık sevgisi, elinde olan güzelliğin farkında olmayışı ve hep daha fazlasını istemesi, bencilliği karşısında Edward'ın Kim'e karşı duyduğu masumane sevgiyle kıyaslanamaz.

Bir başka dikkat çeken olay ise; Edward'ın ahlak ve görgü kurallarını kendisini yapan mucidin ona okuduğu kitaplardan duyup öğrenmesine rağmen, yani diğer insanlar gibi toplum ve bilindik aile kurumunun içinde yetişmemiş ve uzun bir süre yalnız yaşamış olmasına rağmen, birçok insandan daha erdemli ve daha az yozlaşmış oluşudur. kafamızda ''acaba insanı bu denli dejenere eden toplum mu?'' sorusunun oluşmasına yol açmıştır.Edward Scissorhands,  etten ve ruhtan oluşan sıcak bedenlere sahip bir arada toplum içinde yaşayan insanların oluşturduğu devasa toplumun duygusuz ,dışlayıcı ,anlayışsız ve mekanikliğine karşın,kendisi soğuk ve metal bir bedene sahip yalnız bir robot olmasına karşın onlardan daha erdemli ,kucaklayıcı ,anlayışlı ve duygusal bir saflığa sahip olmanın sembolüdür.


Bas bas "ben bir Tim Burton filmiyim!" diye bağıran mükemmel sanat eseri. Biraz güzel ve Çirkin, biraz frankenstein, biraz pinokyo...farklı olmanın, yalnızlığın ve saflığın karanlık masalı...Masalsı senaryosu ve muhteşem yönetmenliği üzerine,harika görüntü efektleri,duygusal sahneleri iyice vurucu yapan müzikleri ve usta oyunculuk da bu filmi sinema tarihinde kült filmler kategorisine taşır..
Arka planlar,makyajlar, kasaba, şato, ortam dekorları, karakterlerin davranışları, mimikleri tam anlamıyla karanlık ama renkli ve fantastik bir atmosfer yaratır. Bu fantastik öğeler olabildiğince gothik bir hava verir ve bu film gothikler için bir şaheserdir daima.Ayrıca kar yağışı pek güzeldir, yağar da yağar.Keşke her zaman kar yağsa!


Oyuncular; Johnny Depp, Winona Ryder,Dianne Wiest ,A.Michael Hall, Kathy Baker

KÜNYE
Tür;Sanat,Sinema,Kült Film
İçerik;Film tanıtımı,İzlenimler
Kaynak;İzlediğim Filmler,Fan Clup,Tanıtım
Dönem;Şubat 2000
Güncelleme; Yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder